Sıra | DOSYA ADI | Format | Bağlantı |
---|---|---|---|
01. | Anteri̇or Hi̇pofi̇z | pptx | Sunumu İndir |
Transkript
• Anterior hipofizde 3 farklı tip endokrin hücre vardır. • 1) Asidik boyalarla boyanan ‘’Asidofil’’ler, bezin kenarlarında yaygındır. • 2)Bazik boyalarla boyanan ve PAS pozitiflik gösteren ‘’Bazofil’ler bezin orta kısımlarında yaygındır. • 3)Sitoplazmaları boya almayan ‘’Kromofob’’lar
Asidofiller, Growth hormon (somatotropin) ve prolaktin peptid hormonlarını salgılarlar. Bazofiller, FSH ve LH isimli gonadotropinleri, TSH, ACTH (adrenokorticotropin hormonu) salgılarlar.
Kromofoblar ise, çok küçük bir sitoplazmaya sahiptirler. Bu hücrelerin non-spesifik stem cell ve degranüle olmuş kromofil hücreleri olabilecekleri de düşünülmektedir.
ASİDOFİLLERİN SALGILADIĞI HORMONLAR 1) Somatotropin (Growth Hormon): Somatoroplar tarafından salgılanır. Somatotroplar anterior hipofizdeki hücre populasyonunun en büyük bölümünü (%40-50) temsil eder.Growth hormon 24 saat süresince kan dolaşımına salgılanır, fakat salgısının peak yaptığı zaman aralığı uykunun ilk iki saatidir.İsmine rağmen Growth hormon büyümeyi direkt olarak indüklemez. Hepatositleri İnsülin-like growth factor-1 (IGF-1) üretimi için sitümüle eder ve etkisini IGF-1 üzerinden gösterir. Growth hormon salınımı hipotalamusta üretilen Growth hormon releasing hormon tarafından sitümüle edilirken inhibisyonu ise hipotalamustan ve Langerhans adacıklarından salgılanan somatostatin ve yüksek kan glukoz düzeyi ile ilgilidir .
• Çocukluk ve pubertede growth hormonun aşırı salgılanması sonucu, ‘’Gigantizm’’ oluşur genellikle bening hipofiz adenomu sebeptir. Erişkinlerde ise growth hormonun aşırı üretmi sonucu, el, ayak, çene ve yumuşak dokunun genişlemesi söz konusudur. Bu durum ise ‘’Akromegali’’ olarak adlandırılır. • 2) Prolaktin : Temel fonksiyonu postpartum laktasyonu başlatmak ve devam ettirmek. Laktasyonda, • * Meme bezlerinin gelişimini ve büyümesini sağlar. • * Laktogenezis • * Galaktopoiesis, süt üretimini sağlamak
• Prolaktinin pulsatil salgılanması dopamin tarafından inhibe edilir. Prolaktin –releasing hormon ve tirotropin releasing hormon tarafından ise sitümüle edilir. • Hipofiz bezinin bening timöründe prolaktinin yoğun salgılanması (hiperprolaktinemi) her iki cinsiyette de gonadotropin yetersizliğine sebep olur. Bu durumda kadınlarda infertilite, anovulasyon ve oligomenore veya amenore gözlenir.
BAZOFİLLERİN SALGILADIĞI HORMONLAR • 1) Gonadotropinler (Follikül Sitümüle Edici (FSH)Hormon ve Luteinizan Hormon (LH) ): Gonadotroplar tarafından salgılanırlar. Gonadotroplar anterior hipofiz bezindeki hücre populasyonunun %10’nu oluştururlar. Hipotalamusun arkuat nükleusundan üretilen GnRH gonadotropinlerin salınımını sitümüle eder. GnRH 60-90 dakika aralıklarla portal dolaşıma salınır. • Tek bir bazofil, FSH ve LH’ın ikisini de sentezleyip salgılayabilir !
• FSH kadınlarda, follikülogenezisi sitümüle ederken erkeklerde Sertoli hücreleri üzerine etki edip, testosterona bağlanma affinitesi olan ABP üretimini sağlar ve androjenlerden östrojenlerin aromatizasyonunu. • LH kadınlarda over folliküllerinde ve korpus luteumda steroidogenezisi sitümüle eder, ovulasyona katkı sağlar. Erkeklerde ise Leydik hücrelerinin testosteron sentezini kontrol eder. • FSH ve GnRH’ın salınımı, inhibin ve estrodiol hormonları tarafından inhibe edilir.
2) Tirotropin (TSH): Tirotropik hücreler anterior hipofizin total hücre populasyonunun %5’ini oluşturur. TSH tiroid fonksiyonunu düzenleyen hormondur. Tirotropin releasing hormon (TRH) hipotalamustan üretilir ve bazofillerden TSH sentez ve salgılanmasını sitümüle eder. TRH ayrıca prolaktin salınımını da sitümüle eder ! Klinik: Hipotiroidizm , TSH’ın sekresyonundaki yetersizlik sonucu gelişir. Hücre metebolizmasında, vücut ısısında azalma ve mental lethargy (uyuşukluk) ile karekterizedir. Hipofiz bezinin kongenital hipoplazisinde, bir otoimmün hastalık olan Hashimato’s hastalığında ve diyette yetersiz iyot alımında hipotiroidizm gözlenebilir.
Hipertiroidzim ise tiroid foliküler hücrelerindeki TSH reseptörlerine karşı otoantikorların oluşmasıyla belirlenir (Graves’). 3) ACTH (Adrenokortikotropik hormon, kortikotropin): ACTH, adrenal korteksin z. fasikülata ve z. retikülaris tabakalarını kontrol ederek kortizol (glukokortikoid) ve androjenlerin sentezini sitümüle eder. Stres, vazopressin ve kan kortizol düzeyinin düşük olması Kortikotropin releasing hormon salgısını sitümüle ederek bazofillerden ACTH sekresyonunu sitümüle eder. ACTH cilt pigmentasyonunu artırır. Böylece Adison ve Cushing hastalıklarında cilt rengindeki koyulaşma MSH (melanosit sitümüle edici hormon)’dan bağımsız olarak, MSH seviyesinde artış olmadan şekillenir.
• Kortikotropin Releasing Hormon(CRH), Hipotalmusta paraventriküler nükleusun nöroendokrin hücrelerince sentezlenir. Bu hücreler aynı zamanda ADH ve oksitosin de üretirler. CRH, ACTH salınımını sitümüle eder. Bu sitümülasyon, ADH ve anjiyotensin II tarafından da güçlendirilir. Yüksek kan kortizol düzeyi CRH veya ACTH salınımını inhibe eder. • Cushing Hastalığı: Bu hastalığın sebebi, hipofizin aşırı miktarda ACTH üreten adenomudur. Üretilen ACTH, adrenal korteksin zona fasikülata tabakasıbdan aşırı miktarda kortizol salgılanmasına neden olur. Obezite, osteoporozis, kas yıkımına neden olur.
NÖROHİPOFİZ (POSTERİOR HİPOFİZ) Nörohipofiz, pituisit, miyelinsiz akson ve fenestralı kapillerler olmak üzere 3 histolojik yapıdan oluşur. 1) Pituisitler, astrositlere benzerler ve aksonlara desteklik sağlarlar. 2) Miyelinsiz aksonlar, supraoptik ve paraventriküler nukleusların nöroendokrin hücrelerinden köken alırlar. İnfindubulumu ve hipotalamohipofizyal tract ‘ı oluştururlar.
Aksonlar, sonlarında nörofizin -hormon kompleksi içeren genişlemeler yaparlar ki bu yapılar ‘’Hering body’ (ok) olarak bilinir (Nöral lobta) . Nörofizin proteini, hormonla birlikte salgılanır ve bağlı olduğu hormonlar gibi biyolojik olarak belirgin bir aktiviteye sahip değildirler. Taşıyıcı protein olarak görev yaparlar. 3) Fenestralı Kapillerler: İnferior hipofizyal arterden köken alırlar. Mavi ok: Herring body. A: Herring body, C: Pituisitler, B: Kan damarı
• Pituisitler astrosit benzeri glial hücrelerdir. Sitoplazmalarında birkaç lipid damlası ve bol miktarda glial fibriler asidik protein bulunur. Pituisitler; • 1) Sitoplazmik uzantıları ile nöroendokrin hücrelerinden kök alan aksonları sarar. • 2) Akson terminalleri ile onları çevreleyen fenestralı kapillerlerin bazal laminası arasında uzanır. • 3) Akson sonlarında depolanan salgı granüllerinin salınımını sağlayan yol oluştururlar. Mavi ok: Herring body. A: Herring body, C: Pituisitler, B: Kan damarı
• Nörohipofizdeki aksonlar, supraoptik ve paraventriküler nükleustan köken alırlar. • Paraventriküler nukleustaki bazı nöronlar küçüktür ve aksonları pars nevrosa’ya uzanmaz. Median eminens’te gözlenir. Bu nöronlar ‘’parvicellular’’ nöronlar olarak bilinirler ve ADH ve oksitosin salgılarlar bu hormonlar median eminensteki hipofizyal portal kan dolaşımına girerler. • Paraventriküler ve supraoptik nükleusun büyük nöronları ‘’magnicellular nöron’’ olarak bilinirler. Bu nöronların aksonları ‘’hipotalamik hipofizyal tract’’ı oluştururlar. Bu nöronların sonları ‘’Pars nevrosa’’da bulunurlar.
Paraventriküler ve supraoptik nukleusta bulunan nöronlar hem oksitosin hem de ADH sentezleyebilirler ! Fakat paraventriküler nöronlar primer olarak oksitosin, supraoptik nükleusta bulunan nöronlar ise primer olarak ADH sentezlerler.
Bu iki nükleusa ilave olarak hipotalamusta, releasing ve inhibitör hormonlar üreten ‘’hipotalamik hipofizyotropik nükleus’’ da yer almaktadır. Bu nükleus salgıladığı hormonları primer pleksusun fenestralı kapillerlerine salgılar. * Supraoptik ve paraventriküler nükleusların nöroendokrin hücreleri kan-beyin bariyerinin arkasında yer almalarına rağmen salgıları sinir sonlarına taşınır ve kan-beyin bariyerinin dışında fenestralı kapillerlere salınır.
• Klinik: Oksitosin düz kasların kontraksiyonuna katılır. Özellikle uterus düz kasları ve laktasyon sırasında meme bezlerindeki sekretuar asinusların ve süt kanallarının etrafını saran miyoepitelyal hücrelerin kontraksiyonundan sorumludur. • ADH ise böbreklerden su atılımını düzenler ve yüksek konsantrasyonlarda güçlü vazokonstriktör etkiye sahiptir. O nedenle diğer adı da ‘’vasopressin’’dir. • ADH ve oksitosin, aksonlar boyunca transfer edilir ve akson sonlarında salgı granülleri içinde depolanır.
Pineal Bez Pineal bez nörosekretuvar fonksiyon gösteren hücreler içeren endokrin bir organdır. Beyine bir sapla bağlıdır . Fakat direk sinirle beyine bir bağlantısı yoktur. Onun yerine süperior servikal gangliyondan köken alan post gangliyonik sempatik sinir fibrilleri pineal bezi destekler. Pineal bezin fonksiyonu sempatik sinirlerle düzenlenir.
Pineal bez 3. ventrikülün orta hattında bulunan posterior diensefalik çatının cep şeklinde dışa çıkıntı yapmış sakküler kısmından gelişir. Piamaterin oluşturduğu kapsülle kuşatılmıştır. Kapsülden köken alan trabeküller, lobuller oluşturur.
Pineal bez pinelosit ve glia benzeri interstisyel hücreler olmak üzere 2 tip hücre içermektedir. Pineolositler kordonlar şeklinde organize olur ve bu hücreler bir bazal lamina üzerinde yerleşir ve fenestralı kapilerleri ve sinir dokusu içeren bağ dokusu ile çevrelenir. İnterstisyel hücreler pinealositler arasında yer alır ve fonksiyonel pinealositlere stromal destek olurlar. PİNEAL BEZİN HİSTOLOJİSİ
Anterior hipofiz gibi pineal bez de kan beyin bariyerinden yoksundur. Pineal bezde dikkat çeken en önemli yapılardan biri de kalsifikasyon görüntüleridir. Bu görüntüler ‘’Corpora aranacea’’ denilen ve beyin kumu olarak adlandırılan yapılardır.
• PİNEOLOSİTLER (%95) • Salgıladığı en önemli biyolojik aktif madde melatonin • Melatonin triptofandan sentezlenir. • Karanlıkta, melatonin en yüksek seviyededir.
Pinealositlerin aralarında bulunur. Pinealositlerden daha küçük ve heterokromatik nukleusları ile ayırt edilirler. Uzantılı hücrelerdir. İNTERSTİSYEL (ASTROSİT BENZERİ) GLİAL HÜCRELER (%5)
KAYNAKLAR • TEXTBOOK OF HISTOLOGY (LESLIE GARTNER) • JUNQUEIRA, BASIC HISTOLOGY ( ANTHONY L. MESCHER) • İLGİLİ İNTERNET DÖKÜMANLARI