Sıra | DOSYA ADI | Format | Bağlantı |
---|---|---|---|
01. | Alt Çene Kiriklari Ve Tedavi̇ Prensi̇pleri̇ | pptx | Sunumu İndir |
Transkript
Prof. Dr. Ümit AKAL Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı ALT ÇENE KIRIKLARI VE TEDAVİ PRENSİPLERİ
Yaralayıcı bir ajan etkisiyle vücutta meydana gelen lokal ve genel belirtilere travmatizma, bu yaralayıcı etkiye de travma denir. TRAVMATİZMA
Maksillofasiyal Travma Yumuşak doku yaralanmaları Kemik kırıkları Kombine yaralanmalar (yumuşak doku-kemik)
Kırık (fraktür) Ani ve şiddetli bir kuvvet karşısında kemiğin tamamen veya kısmen devamlılığını kaybetmesidir. Kırık parçaların her birine “fragman” adı verilir.
Kırık (fraktür) Kırık, kuvvetin direkt veya indirekt etkisi ile ve aşırı kas kontraksiyonu ile meydana gelir. Mandibula kırıklarında bu üç faktör birlikte etki yapabilir. Örneğin simfiz veya kanin bölgesine gelen direkt kuvvet bu noktada kırığa neden olurken, indirekt etki ile karşı tarafta kondil boynunda bir kırık oluşur; ve yine aniden ortaya çıkan aşırı kas kontraksiyonu koronoid proseste kırığa neden olur.
Maksillofasiyal bölgede kırığın tipini ve şiddetini belirleyen faktörler Kuvvetin derecesi Kemiklerin kuvvete karşı gösterdiği direnç ve kafanın duruş pozisyonu Kuvvetin yönü (darbenin açısı)-Genellikle dikey kuvvetlerle daha ciddi yaralanma- Kuvvetin etkisini gösterdiği bölgenin anatomik özelliği Travmayı oluşturan ajanın kesit alanının büyüklüğü Özellikle alt çenede etkili olmak üzere kas yapışıklıkları
Maksillofasiyal Kırıklarda Etiyoloji Travmatik kırıklar (trafik kazaları,darp, düşme, endüstriyel yaralanmalar (iş kazaları), spor yaralanmaları, ev kazaları, savaş- ateşli silah yaralanmaları) Patolojik kırıklar (kistik-tümoral patolojiler, osteopatiler)- Maksilla kırıklarından daha çok trafik kazaları sorumluyken, mandibula kırıklarından daha çok darp sorumludur.
Maksillofasiyal Kırıklarda Etiyoloji Etiyolojik nedenler ülkelere, toplumlara göre farklılık arz etmektedir. Avrupa ülkelerinde en sık sebep trafik kazaları iken (%35.6), Amerika’da şiddet (%69) en yaygın travma nedenidir. Ülkemizde ise kabul edilebilir genel bir oran verilememektedir.
Maksillofasiyal bölgede görülen travmaların %60’ından fazlasında vücudun diğer bölgelerinde de kırık vardır. Mandibula kırıkları ise çoğu kez izole kırıklardır; yani yalnızca mandibula kırılmıştır.
Maksillofasiyal Kırıklarda Acil Tedavi Travmanın ABC’si genel kuralına uyulmalıdır. A- Airway (havayolu-servikal stabilizasyon) B- Breathing (solunum-yeterli ventilasyon) C- Circulation (kanama kontrolü- dolaşım)
Maksillofasiyal Kırıklarda Acil Tedavi Travmanın ABC’si, son yıllarda ABCDE olarak modifiye edilmiştir. A- Airway (havayolu-servikal stabilizasyon) B- Breathing (solunum-yeterli ventilasyon) C- Circulation (kanama kontrolü-dolaşım) D- Disability (kısa nörolojik değerlendirme) E- Exposure (hastanın soyulması ve hipotermiden korunma)
MANDİBULA KIRIKLARI
Mandibula Kırıkları Mandibula, frontal yönden (önden) gelen kuvvetlere kıyasla lateral yönden (yandan) gelen kuvvetlere karşı daha dirençsizdir. Mandibulada, anatomik özellikler açısından simfiz, kaninler bölgesi, foramen mentale, yirmi yaş dişleri bölgesi, kollum hizası ve dişli alveoler yapının herhangi bir yeri zayıf bölgelerdir ve bu bölgelerde indirekt kırık meydana gelme riski yüksektir. Mandibulada kırık oluşması için maksilladaki kadar fazla kuvvet gerekmemektedir; dolayısıyla mandibula maksillaya göre daha kolay kırılmaktadır.
Mandibula Kırıklarında Etiyoloji Maksillofasiyal kırıklardaki etiyolojik nedenlerin tümüyle kırık oluşabilir. Mandibula kırıklarında trafik kazaları ve darp en çok rastlanan kırık nedenleridir.
Mandibula Kırıklarının Lokalizasyonu Ülkeler ve yapılan çalışmalara göre çok değişkenlik göstermekle birlikte en çok korpus kırığı izlenmektedir (%29). Korpus kırığını, kondil kırığı (%26), angulus kırığı (%25), simfiz kırığı (%17), ramus kırığı (%4) ve koronoid proses kırığı (%1) izlemektedir.
Mandibula Kırıklarının Sınıflandırılması Anatomik bölgeye göre sınıflandırma - Orta hat (midline) kırığı: Santral dişler arasındaki kırık - Parasimfiz kırığı: Simfiz bölgesindeki kırık - Simfiz kırığı: Kaninlerin distal sınırları arasındaki kırık - Korpus (gövde) kırığı: Simfizin distalinden 3. moların distaline kadar olan bölgenin kırığı - Angulus kırığı: Masseter kasın ön kenarı ile posterosuperior ataçmanı arasındaki üçgen bölgenin, yani 3. molar dişin distalindeki kemiğin kırığı - Ramus kırığı: Angulusla sigmoid çentik arasındaki bölgenin kırığı - Kondil kırığı - Koronoid proses kırığı - Alveoler proses kırığı
Fragmanların pozisyonuna ve deformiteye göre sınıflandırma - Olumlu-uygun (favorable) kırık: Deplasman-hareket- göstermeyen kırık - Olumsuz-uygun olmayan (unfavorable) kırık: Deplasman-hareket- gösteren kırık DEPLASMAN GÖSTEREN-DEPLASMAN GÖSTERMEYEN OLARAK DA SINIFLANDIRILABİLİR. Kasların ve çiğneme kuvvetlerinin etkisiyle fragmanlar deplase olabilir. Mandibula Kırıklarının Sınıflandırılması
Mandibula Kırıklarının Sınıflandırılması Kuvvetin etki ettiği bölgeye göre sınıflandırma - Direkt kırık (kuvvetin geldiği yerdeki kırık) - İndirekt kırık (kuvvetin geldiği yerden başka bir bölgedeki kırık) Mandibuler bazis bütünlüğüne göre sınıflandırma - Bazal kemiği içermeyen, alveolde sınırlı kırık - Bazal kemiği içeren kırık (single unilateral, double unilateral, bilateral, multiple)
Mandibula Kırıklarının Sınıflandırılması Kırığın tipine göre sınıflandırma - İnkomple (tam olmayan) kırık - Yeşil ağaç kırığı (kemiğin çatlaması) - Komple (tam) kırık - Basit (tek kırık hatlı) kırık - Ufalanmış (çok parçalı-comminuted) kırık Kırığın üzerindeki yumuşak dokuların durumuna göre sınıflandırma - Basit veya kapalı kırık - Kompaund (bileşik) veya açık kırık
Mandibula Kırıklarının Sınıflandırılması Kırık hattında diş olup olmamasına göre sınıflandırma - Klass I: Her iki fraktür hattında da diş olması - Klass II: Sadece bir fraktür hattında diş olması - Klass III: Hastanın dişsiz olması Splint kullanımına esas olacak şekilde çeneyi dentisyona göre sınıflandırma - Yeterli destek dişlerin bulunduğu çene - Dişsiz veya yeterince diş olmayan çene - Primer ve mikst (karma) dentisyon
Mandibulanın hareketlerinden ve stabilizasyonundan çiğneme kasları ve suprahyoid kaslar olmak üzere iki grup kas sorumludur. Çiğneme kasları trigeminal sinirin mandibular dalı tarafından innerve edilen dört kastan oluşur: Masseter, temporalis, mediyal pterigoid ve lateral pterigoid kaslar. Bu kaslardan ilk üçü posterior mandibulayı yukarı çekerek çeneyi kapatırlar. Temporalis adalesi aynı zamanda çeneyi posteriora retrakte eder. Mandibula Kırıklarının Oluş Mekanizması ve Anatomik Yapının Önemi
Lateral pterigoid kası lateral pterigoid çıkıntının lateralinden ve sfenoid kemiğin büyük kanadından köken alarak kondil boynuna ve temporomandibuler eklem kapsülüne yapışır. Bu kas mandibulayı öne doğru çekerek çenenin açılmasına yardımcı olur. Suprahyoid kas grubu digastrik, stilohyoid, mylohyoid ve geniohyoid kaslardan oluşur. Temelde yutkunma sırasında hyoid kemiğin ve dil kökünün elevasyonunu sağlarlar ve çenenin açılmasına yardımcı olurlar. Mandibula Kırıklarının Oluş Mekanizması ve Anatomik Yapının Önemi
Suprahyoid ve çiğneme kasları mandibulanın farklı bölgelerine farklı vektörlerde güç uygular. Çiğneme kaslarının aktivitesi, temporalis güçleri, masseter güçleri ve reaktif ısırma güçleri şeklinde ayrılır. Bireyden bireye değişebilmekle birlikte uygulanan güç, sağlıklı bir genç erkekte kesici diş bölgesinde 290 N civarı iken molar diş bölgesinde 660 N’a kadar ulaşır.
Çiğneme ve yutma sırasında fizyolojik olarak koordine edilen kas güçleri, mandibula korpusunun üst yüzünde merkezden perifere gerginlik oluştururken alt yüzünde periferden merkeze baskı oluştururlar. Kanin dişlerin santralinde, simfiz bölgesinde bu güçlerin kesişimiyle torsiyon güçleri oluşur. Travma sonrasında kırık parçalar bu güçlerin etkisiyle yer değiştirebilirler; dolayısıyla parçaların redüksiyonu ve yerleştirilen osteosentez plakları, bu vektörler dikkate alınarak yapılır.
Kas güçleri, mandibula korpusunun üst yüzünde gerilim güçleri (düz çizgi) oluştururken alt yüzünde baskı güçleri (kesik çizgi) oluştururlar.
Çene kırığının oluşma yerini ve şeklini belirleyen temel faktör travmanın yeri ve şiddeti ile mandibulanın anatomik zayıf noktalarının etkileşimidir. Kırık doğrudan darbenin geldiği yerde oluşabileceği gibi, iletilen güçler kontralateral tarafta zayıf noktalarda kırığa yol açabilir. Korpusa gelen darbeler sıklıkla ipsilateral tarafta anatomik zayıf nokta olan mental foramenden geçen bir kırığa ve kontralateral tarafta ya angulus ya da subkondiler bölgede kırığa yol açarlar.
Angulus bölgesinde yer alan bir 3. molar diş, özellikle henüz çıkmamışsa anatomik olarak zayıf nokta oluşturur. Ramus bölgesi, kondil, angulus ve korpusa göre kırık oluşumuna daha az elverişlidir. Bu bölgeye gelen darbeler ramusu saran kuvvetli çiğneme kasları ile kısmen emilir ve üçgen şeklindeki kemik darbeyi nispeten daha zayıf bölge olan kondil boynuna iletir. Alt kesici dişlere gelen darbeler alveoler kırıklara yol açabilir. Molar ve premolar dişlerin kökleri ile kortikal kemik arasındaki mesafenin geniş olması nedeniyle posterior alveol kırıkları daha nadirdir.
Darbenin yeri kadar hızı da kırığın oluşumunu belirleyen bir faktördür. Korpus bölgesine gelen düşük hızlı bir darbe genelde ipsilateral ayrılmamış korpus kırığına ve kontralateral subkondiler kırığa yol açar. Yüksek hızda bir darbe ise ipsilateral parçalı, ayrılmış kırığa neden olurken kontralateral kırık görülmeyebilir. Simfiz bölgesine gelen düşük-orta şiddette bir darbe parasimfiz veya bilateral kondil kırığına yol açabilirken, yüksek şiddette bir darbe simfiz veya parasimfizde parçalı kırık ile beraber bilateral angulus veya subkondiler kırığa yol açabilir. Bu durum aslında kondili ayrılıp orta kranial fossaya veya temporal kemik içine itilmiş olmaktan koruyan doğal korunma mekanizması oluşturur.
Mandibula Kırıklarında İzlenecek Aşamalar Anamnez (varsa öncelikle tıbbi acillerin giderilmesi) Klinik muayene Radyolojik değerlendirme Kırığın tipinin belirlenmesi –TANI- Tedavi planlaması
MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRLERDE KLİNİK MUAYENE AŞAMALARI Tanrı size kulaklar, gözler ve eller verdi; bunları hastada sırasıyla kullanın… Sir William Kelsey Fry (1889-1963) Tüm hastalarda olduğu gibi kırık hastalarında da kulakları kullanarak anamnez almak, gözleri kullanarak klinik görünümü değerlendirmek ve elleri kullanarak muayene yapmak esastır.
Öncelikle ayrıntılı bir anamnez alınmalı, hasta veya yakınından ilk müracaatta öğrenilmesi gereken bilgilere yönelik sorular sorulmalıdır. - Hasta kimdir? Adı-yaşı-adresi-telefonu-mesleği - Kaza ne zaman oldu? (kaza-tedavi arasındaki süre ne kadar azsa tedavi o kadar başarılı) - Kaza nerede oldu? (bakteriyel-kimyasal kontaminasyon olasılığı açısından) - Kaza nasıl meydana geldi? (çene travmasından başka bir yaralanma varlığı- hastanın genel durumu-adli rapor gerekliliği açısından) - Kaza ile bize müracaat arasında herhangi bir tedavi uygulandı mı, uygulandıysa ne yapıldı? (doğru tedavi planı açısından) MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRLERDE KLİNİK MUAYENE AŞAMALARI
MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRLERDE KLİNİK MUAYENE AŞAMALARI Öncelikle ayrıntılı bir anamnez alınmalı, hasta veya yakınından ilk müracaatta öğrenilmesi gereken bilgilere yönelik sorular sorulmalıdır. - Kaza bölgesinde diş, protez gibi materyallere rastlandı mı? (ağızda diş veya protez eksiği varsa yumuşak dokulara kaçabilme olasılığı açısından) - Hastanın genel sağlık durumu nasıldır? (özellikle ilaç allerjisi, kanama diyatezi ve diğer sistemik hastalıklar açısından) - Kazayı takiben mide bulantısı, kusma, şuur bulanıklığı, başağrısı, amnezi, görme bozuklukları veya konfüzyon oldu mu? (bu bulgulardan birinin pozitif olması durumunda intrakraniyal harabiyeti hatırlatması ve o yönde tedbir alınması gerekliliği açısından)
Öncelikle ayrıntılı bir anamnez alınmalı, hasta veya yakınından ilk müracaatta öğrenilmesi gereken bilgilere yönelik sorular sorulmalıdır. - Okluzyonda bir değişiklik var mı? (önceki kapanışa göre dişlerin durumundaki değişiklikleri ve önceden var olan dentofasiyal deformiteleri gözönünde bulundurmak açısından) MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRLERDE KLİNİK MUAYENE AŞAMALARI
Hastada hayati tehlike olup olmadığının değerlendirilmesi-Hasta ile karşılaştıktan sonraki ilk birkaç dakika içinde yapılır. Tedavi gerektiren bölgelerin değerlendirilmesi-Bu da birkaç dakikalık bir zaman alır. İleride ortaya çıkabilecek komplikasyonların en aza indirilmesi için tedavi planlamasının yapılıp uygulanması ve yeni ortaya çıkan komplikasyonların değerlendirilmesi- Birkaç saat, gün veya hafta alabilir. HASTANIN GENEL MUAYENESİNDE ZAMAN AÇISINDAN 3 ETAP
Hasta hikayesinden öğrenilen detaylarla birlikte yapılan gözlem: Ekstraoral ve intraoral muayeneyi kapsar. Hasta anamnezinde yer almayan; fakat hekimin dikkatini çeken ve kuşkulandığı bulguların değerlendirilmesi HASTADA GÖZLE YAPILAN MUAYENEDE OLUŞAN HARABİYET İKİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLİR:
Laserasyon, abrazyon, kontüzyon, ödem ve hematom oluşması, kontur bozuklukları açısından yapılır. Örneğin periorbital ekimozlar, subkonjuktival hemoraji ile birlikte orbita kanaması veya zigomatik kompleks kırıklarının habercisidir. Kulak arkasındaki ekimozlar (çürükler) kafa yaralanmasının işaretidir. Yüzün orta üçlüsünün kırıklarında gözle muayenede 3 bulgu dikkati çeker: - Bilateral orbita çevresi ekimoz, - İki taraflı aşırı ödem, - Yüzün orta üçlüsünde uzama. YÜZ VE KAFA BÖLGESİNİN EKSTRAORAL VE GÖZLE DEĞERLENDİRİLMESİ
Kontüzyonlar, travmanın tipi, yönü ve şiddeti hakkında bilgi verir. Doku ödemi çok fazla ise, bu ödemin fraktürü gizleyeceği bilinmelidir. Kraniyal sinirlerin tam fonksiyon görüp görmediği de kontrol edilmelidir. II., III., IV. ve VI. kafa çiftlerine ait harabiyet veya orbita travmaları görme bozukluğu veya pupiller değişiklik ile kendini gösterir. VII. kafa çifti ile ilgili yüz kaslarının motor fonksiyon bozukluğu ve fasiyal paralizi, V. kafa çifti ile ilgili çiğneme kaslarının fonksiyonu ve yine V. kafa çifti ile ilgili yüz bölgesinin duyusal bozuklukları değerlendirilmelidir. YÜZ VE KAFA BÖLGESİNİN EKSTRAORAL VE GÖZLE DEĞERLENDİRİLMESİ
I. N.olfactorius: Koku alma bozuklukları II. N.opticus: Pupillaların daralmasında bozukluk ve anlamsız dik bakışların olması III. N.oculomotorius: Pupillaların daralmasında bozukluk ve üst göz kapağının sarkması IV. N.trochlearis: Gözün her iki omuz başlarını tam olarak görememesi V. N.trigeminus: Hafif dokunuşların hissedilmemesi, masseter kas zayıflığı VI. N.abducens: Gözün her iki tarafa döndürülerek bakmasında bozulma 12 KAFA ÇİFTİ İLE İLGİLİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI
VII. N.facialis: Kaşları kaldıramamak, göz kapaklarını tutamamak, simetrik gülememek, dudakları buruşturamamak veya alt dudağı dışarıya döndürememek VIII. N.acusticus: Başdönmesi ve duymada azalma IX. N.glossopharyngeus: Etkilenen tarafta uvulanın yukarıya kalkmaması, sağlam tarafa deviye olması X. N.vagus: Etkilenen tarafta uvulanın yukarıya kalkmaması, sağlam tarafa deviye olması XI. N.accessorius: Engel koyulduğunda başı o tarafa çevirmekte zorlanılması XII. N.hypoglossus: Dilin bir tarafa deviye olması 12 KAFA ÇİFTİ İLE İLGİLİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI
Maksillofasiyal yaralanmalarda bölge dikkatlice temizlenerek, yaranın derinliği ve bu derinlikte kanal ve/veya sinirlerin zarar görüp görmediği saptanmalıdır. Maksilla kırıklarında intaroral muayenede kırık ağız içine açılmadığı için hemen hemen hiç kanama olmaz. Oysa mandibula kırıklarında ağız içine açılma oluşur ve kanla karışık tükürük ve kötü ağız kokusu vardır. Maksilla kırıklarında kan nazofarenksten akar ve ağız içinden bakıldığında sert-yumuşak damak hattında pıhtı saptanır. LeFort-I kırıklarında foramen palatinum majus civarında ve bukkal sulkusta ekimoz görülebilir. Pale kırıklarında ekimoz, burunla ilişki varsa seste nazonman ve perforasyona bağlı olarak ağız-burun ilişkisi görülebilir. İNTRAORAL DEĞERLENDİRME
Sublingual hematom mandibula anterior bölge kırıklarının tipik bir bulgusudur. Dişlerin dental arktaki diziliş pozisyonları da değerlendirilmelidir. Özellikle dişli ağızlarda fragmanlardan birinin yüksekte, birinin aşağıda durması kırığın tipik bir bulgusudur. Gözle yapılan ekstraoral ve intraoral muayene tamamlandıktan sonra palpasyonla muayeneye geçilir. İNTRAORAL DEĞERLENDİRME
Mandibula muayenesi için tercihan hastanın arkasına geçilir ve her iki elin parmakları mandibula alt kenarını tutarken, başparmaklar mandibula yan tarafına yerleştirilir. Orta hattan başlayarak parmaklar arkaya doğru ilerletilerek, angulusa kadar kırık kontrolü yapılır. Daha sonra hastanın önüne geçilerek temporomandibuler eklem (TME) üzerinde herhangi bir şişlik ve hassasiyet olup olmadığı kontrol edilir. Kondillerde hareket olup olmadığını veya kondilin yerinde olup olmadığını anlamanın en iyi yolu küçük parmakların dış kulak yoluna yerleştirilmesi ve hastanın çenesini her yöne hareket ettirmesini istemektir. MANDİBULANIN MUAYENESİ
Bu arada eklem hareketlerindeki kısıtlılığın ve trismusun bir nedeninin de refleks kas spazmı veya zigomatik kemik veya arkın içeriye doğru deplase olarak koronoid proçes üzerine baskı yapması ile mekanik kilitlenme şeklinde olabileceği hatırlanmalıdır. TME dislokasyonunu klinik olarak kırıktan ayırt etmek gerekir. Eğer hastada tek taraflı dislokasyon varsa, çene ucu ve alt dişlerin orta hatta göre sağlam tarafa deviye olduğu, problemli tarafta arkada açık kapanış olduğu ve hastanın ağzını kapatamadığı görülür. İki taraflı TME dislokasyonunda ise orta hatta kayma olmaz; ancak çene öne doğru kayar (protrüzyon) ve önde açık kapanış olur. Çene hareketleri oldukça kısıtlıdır; konuşma bozulmuştur ve yutma da tam yapılamadığından hastanın ağzından salya akar. MANDİBULANIN MUAYENESİ
Basit tek taraflı kondil kırıklarında hareketler sırasında artan ağrı vardır. Olguların çoğunda oldukça az şikayet vardır; semptomlar birkaç gün sonra kaybolur ve büyük oranda bu kırıklar gözden kaçabilir. Hastalar dişlerinin eskisi gibi kapanmadığından yakınırlar. Dislokasyonsuz kondil kırığında özellikle lateral pterigoid kasta bir refleks spazm ve buna bağlı trismus olur. Hasta çenesini sağlam tarafa doğru hareket ettiremez. Eğer kas spazmı ile birlikte fraktüre bağlı dislokasyon varsa kaslar arasındaki denge bozulur ve ramus yukarıya ve geriye hareket ederken son molar dişlerde takılma ve çenede kırık tarafa doğru kayma vardır. MANDİBULANIN MUAYENESİ
Bilateral basit kondil kırıklarında ise bilateral dislokasyonun tersine retrüzyon görünümü vardır; yani alt çene geriye doğru hareket eder. Dikkatli ve ayrıntılı bir muayeneden sonra mandibuler bir kırıktan şüphe ediliyorsa, kompresyon testi yapılır. İki yönde fragmanlara yavaşça baskı uygulanır. Eğer deplase olmayan kırık varsa hareket sırasında ağrı olması tanı için yönlendirir. İntraoral ve ekstraoral olarak şüphe edilen kırığın her iki tarafından, mandibula altından ve dişlerin üzerinden iki elin parmakları yerleştirilerek hareket verilir ve krepitasyon ile hareketlilik olup olmadığı kontrol edilir. MANDİBULANIN MUAYENESİ
Ramus ön kenarı ve koronoid proçes ağız içinden palpe edilir. Eğer deplasman yoksa kırık hattı fark edilemeyebilir. Böyle bir durumda bir el retromolar bölgede, diğeri premolar dişte olacak şekilde hareket verilir ve bu hareket iki parmak arasında hep dört diş kalacak şekilde ark boyunca tekrarlanır. Bu işlem oldukça yavaş yapılarak, fragmanların birbirine sürtünmesiyle irritasyon oluşmasının ve kırığın yumuşak dokuyu zedeleyerek enfekte olmasının önlenmesine çalışılır. MANDİBULANIN MUAYENESİ
Objektif Bulgular: - Deformite (deplase kırıklarda gözlenen şekil bozukluğu) - Anormal hareket (ağız açma-kapamada normal fizyolojik hareketten farklı hareketler) - Okluzyon bozukluğu (dişli hastada bariz anormallik) - Krepitasyon (fragmanların sürtünme sesi) - Şişlik (hematom ve ödeme bağlı) - Kötü ağız kokusu (hijyen bozukluğu ve kan pıhtısı birikimine bağlı) - Renk değişikliği (ekimoz-hematoma bağlı) - Tükürük fazlalığı (hem tükürüğün artması, hem de hastanın yutamaması sonucu dışarıya akma) - Dişlerde bozulmalar (lüksasyon, gömülme, kırılma gibi nedenlerle) - Fragmanların açığa çıkması (açık kırıklarda fragmanların uçlarının dışarıdan görülmesi) KIRIĞIN BULGULARI
Subjektif Bulgular: - Ağrı ve parestezi (sinirlerin baskı altında kalması, gerilmesi, kopması sonucu duyusal bozukluklara bağlı) - Aşırı hassasiyet (özellikle kırık hattında minimal hareketlerde bile aşırı hassasiyet) - Hareketsizlik (ağrı olacak korkusuyla hastanın çene hareketlerinden kaçınması) KIRIĞIN BULGULARI
Maksillofasiyal travma nedeniyle değerlendirilen bir hastada tam bir baş boyun incelemesi yapılmalıdır. Hastanın cildinde veya ağız tabanında oluşmuş bir hematom, çene ve dudakta duyu kaybı, karşıdan ve profilden bakıda fasiyal asimetri veya deformite ilk bakışta önemli bilgiler verebilir. Bilateral mandibula korpus kırıklarında ciddi havayolu sıkıntısı görülebilir. Alt dudakta anestezi mandibuler foramenin distalinden geçen bir kırık hattı için patognomoniktir. Kırık hattında gingivada laserasyon oldukça sık görülür ancak ciltte de laserasyon olduğu durumlarda ciddi parçalı ve ayrılmış kırık varlığı düşünülmelidir.
Dişlerin durumu ve oklüzyonun değerlendirilmesi tanının en önemli bölümlerinden birisidir. Travma sonrası ön dişler kapanmadan arka dişlerin temas etmesi (anterior açık ağız deformitesi) bilateral kondil veya angulus kırığı düşündürür. Molar dişlerin temas etmediği tersi durumda (posterior açık ağız deformitesi) anterior alveol kırığı ya da parasimfisiz kırığı görülme olasılığı yüksektir. Tek taraflı açık ağız deformitesi, ipsilateral angulus ve parasimfizis kırığı düşündürür. Retrognatik oklüzyon kondil veya angulus kırıkları ile birlikte görülür. Kondil boynu kırıklarında kırığın karşı tarafında açık ağız deformitesi ve çenede kırık tarafa doğru kayma görülür.
Bilinci açık koopere olgularda çene hareketleri ve fasiyal sinir incelemesi önemli bulgular verebilir. Çene açmada kısıtlılık ve ağrı bilateral koronoid proses kırığına bağlı gelişebilir. Çeneyi kapatamama ise alveol, angulus veya ramus kırığına bağlı olabilir. Kırık yerinden bağımsız olarak şiddetli ağrıya bağlı trismus gelişebilir
MAKSİLLOFASİYAL FRAKTÜRLERDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Konvansiyonel röntgenler: - İntraoral röntgenler (periapikal, okluzal filmler) - Ekstraoral röntgenler (OPG, Water’s, Towne, submentoverteks, lateral kafa grafisi, infero- superior zigomatik ark projeksiyonu) Dijital imajlar CT (komputerize tomografi) (aksiyal ve koronal) MRI (manyetik rezonans görüntüleme)
PANORAMİK RADYOGRAFİ (ORTOPANTOMOGRAFİ)
WATERS GRAFİSİ Waters Grafisi: Ağzın açık pozisyonda olduğu ve yüz kemiklerinin ön-arka ve oblik konumda değerlendirildiği orbita, malar bölge ve zigomatik arkın görüntülendiği, ayrıca maksiller, sfenoid, frontal sinüslerin net olarak izlendiği bir grafidir. Bu grafi ile maksilla kırıkları, maksiller sinüs, orbita tabanı, infraorbital rim, zigomatik kemik ve zigomatik ark değerlendirilir. Nazal kemik, supra orbital rim, maksiller nazal proces hakkında daha kısıtlı görüntü vermektedir.
FRONTO-OKSİPİTAL PROJEKSİYON GRAFİSİ (TOWNE GRAFİSİ) Fronto-Oksipital Projeksiyon Grafisi (Towne Grafisi): Bu yöntem hastanın yüzüstü (prone) pozisyonunda veya oturur durumdayken yapılan inceleme şeklidir. Bu yöntemle orbita ve sfenoid kemik küçük-büyük kanatları, frontal ve etmoid sinüsler, nazal septum, sert damak, mandibula ve alt-üst diş arkları rahatça görüntülenebilir.
SUBMENTOVERTEKS GRAFİSİ (BREGMA- MENTUM POZİSYONU) Submentoverteks Grafisi (Bregma-Mentum Pozisyonu): Kafa tabanının görüntülenmesi amacıyla kullanılır. Bu grafi aksiyal yönde mandibula projeksiyonunu sağlar, koronoid proces ve kondiller rahatça izlenir. Mandibular ramus, petröz kemik piramisi, sfenoid sinüs, posterior etmoid, maksiller sinüsler ve kemik septum izlenir .
LATERAL KAFA RADYOGRAFİSİ Lateral Kafa Radyografisi: Kranium fraktürlerini ve kafa kemiklerini tutan bazı hastalıkları (Paget hastalığı gibi) incelemek için istenebilir.
İNFERO-SUPERİOR ZİGOMATİK ARK PROJEKSİYONU İnfero-Superior Zigomatik Ark Projeksiyonu: Kaset vertekse yerleştirilir ve alttan üste doğru ışın verilir. Arktaki fraktürler izlenir.
DİJİTAL GÖRÜNTÜLEME - RVG (Radyo Vizyo Grafi)
FASİYAL KIRIKLARDA CT İNCELEMESİ
Angulus fraktürü
Korpus ve maksilla fraktürleri
KIRIK TEDAVİ PRENSİPLERİ VE KULLANILAN MATERYALLER
Kırıklarda Tedavinin Hedefleri Kırıkta kemik iyileşmesini sağlamak için; kırık parçalarının (fragmanların) repozisyonu ve yeni kemik dokusu ile tamir edilene kadar fiksasyonu yani sabit pozisyonda tutulmaları esastır.
ÇENE KIRIKLARININ TEDAVİLERİ REDÜKSİYON Kırık parçalarının fonksiyonel olarak bir araya getirilmesi demektir. Çenelerdeki kırıklarının tedavisi, redüksiyon türüne göre 2 şekilde yapılır: 1) Kapalı redüksiyon (cerrahi olmayan yöntemlerle) 2) Açık redüksiyon (cerrahi yöntemlerle)
KIRIK TEDAVİSİNİN AMACI Kırık bölgenin eski formunun ve fonksiyonunun geri getirilmesidir. Bu işlem fonksiyonel kuvvetler altında gerçekleşen rijit internal fiksasyon ve primer iyileşme ile gerçekleşir. Bir fraktür hattının stabilitesi, fiksasyonun rijiditesine ve fragmanların temas ve kompresyonuna bağlıdır.
KIRIK İYİLEŞMESİNİN PRENSİPLERİ AO/ASIF foundation (AO; arbeitsgemeinschaft für osteosynthesefragen, ASIF; Swiss association for the study of internal fixation) tarafından yapılan çalışmalarda; çene kırıklarında erken mobilizasyonun , internal fiksasyonun ve açık redüksiyonun kırık segmentlerinin stabilitesindeki ve kompresyonundaki önemi vurgulanmıştır. Çene kırıklarının güncel cerrahi tedavilerinin takip edilmesi ve kemik iyileşmesinin biyolojisinin bilinmesi, fasiyal travmalı hastaların rehabilite edilmesinde önemli bir adım olarak görülmektedir. Fraktürlerin başarılı bir şekilde iyileştirilmesi, mekanik ve biyolojik olmak üzere 2 faktöre bağlıdır. Primer ve sekonder kemik iyileşmesi de bu iki faktörün etkisiyle gerçekleşir.
Primer kemik iyileşmesi, doku farklılaşması ve kallus formasyonunun olmadığı kemik iyileşmesidir. Fraktür hattı direkt olarak birbiriyle temas halindedir. Primer kemik iyileşmesi 2 alanda gerçekleşir: Contact healing (temas iyileşmesi) Gap healing (arada boşluk kalan iyileşme) PRİMER (DİREKT) KEMİK İYİLEŞMESİ
SEKONDER (İNDİREKT)KEMİK İYİLEŞMESİ Sekonder kemik iyileşmesi, fraktürlerin immobil hale getirildiği ancak rijit bir şekilde fikse edilmediği durumlarda gerçekleşen iyileşmedir. Bu süreç aşamalı olarak fragmanlar arası hareket, doku farklılaşmasındaki kuvvetin artması ve kallus formasyonunun oluşması şeklindedir. Klasik olarak 4 evrede gerçekleşir.
SEKONDER KEMİK İYİLEŞMESİNİN EVRELERİ 1) İnflamatuar evre 2) Kartilagenöz evre 3) Kallus formasyonu (enkondral kemik formasyonu) 4) Remodeling
ÇENE KIRIKLARINDA TEDAVİ PRENSİPLERİ 1- Kırık segmentlerinin doğru anatomik pozisyonlarına redükte edilmesi 2- Okluzyonun sağlanması 3- İyileşme sağlanıncaya kadar kırık segmentlerini anatomik pozisyonlarında tutacak ve okluzyonu muhafaza edecek fiksasyon tekniğinin kullanılması 4- Enfeksiyonun engellenmesi
Fiksasyon yöntemlerinin seçimi pek çok faktöre bağlıdır. Bunlar, hastanın yaşı, mesleği, kemik yapısı, genel durumu, kırık şekli, yapısı ve cerrahın deneyimi gibi faktörlerdir.
Mandibula Kırıklarında Fiksasyon Tekniği Seçim Kriterleri Kırığın konumu Kırığın ciddiyeti ve çok parçalı (kommünite) olması Kemik kaybı Deplasmanın derecesi Dişlerin durumu Fragmanların yerine getirilme ve stabilizasyon zorluğu Hastanın yaşı Hastanın sistemik durumu
Fiksasyon materyalleri Plak sistemleri plak, vida, implant, tel ve diğer enstrumanlardan oluşmaktadır. Kullanılan en yaygın materyaller titanyum, krom kobalt ve paslanmaz çelik ve vitalyumdur.
İmmobilizasyon Yöntemleri İntermaksiller fiksasyon olmadan osteosentez Kompresyonsuz plaklar Kompresyon plakları Mini plaklar Lag vidalar İntermaksiller fiksasyon (Maksillomandibuler Fiksasyon) Braketler Telle dişleri bağlama Direkt bağlama Halkalı bağlama Ark barlar Osteosentez ile birlikte uygulanan intermaksiller fiksasyon Transosseöz (interosseöz) bağlama Sirkumferansiyel bağlama Ekstraoral pim fiksasyonu Kemik kıskaçları Kirchner telleri
MMF(MAKSİLLO-MANDİBULER FİKSASYON) Mandibula kırıklarında maksillo-mandibuler fiksasyon 6 hafta olarak önerilmektedir ancak immobilizasyon süresi birçok faktöre bağlıdır; bunlar kırığın çeşidi, lokalizasyonu, fragman sayısı, hastanın yaşı ve herhangi bir sistemik hastalığın da bu duruma eşlik etmesi gibi durumlardır. 15 yaşın altındaki çocuklarda 2 hafta, yetişkinlerde 3-4 hafta, yaşlı hastalarda 4 hafta ve üzeri (hatta 5-10 hafta) bir süre immobilizasyon gerekmektedir.
MAKSİLLO MANDİBULER FİKSASYON DİŞLİ HASTALARDA Ivy loops (Ivy kementi) ve Stout devamlı tel ligatürü Arch bar tekniği Ernst ligatür tekniği IMF (inter maksiller fiksasyon) vidaları DİŞSİZ HASTALARDA Gunning splint Lingual-labial-okluzal splint Barrel bandajı Barton bandajı
ARCH BAR’IN KIRIK HATTINDA KULLANIMI
KANCA ŞEKLİNDE ÇIKINTILI OLAN ARCH BAR MAKSİLLA VE MANDİBULA ETRAFINDAKİ DİŞLER ETRAFINDAN GEÇİRİLEREK STABİLİZE EDİLDİKTEN SONRA ÇIKINTILARA TUTUNAN TEL YA DA ELASTİKLERLE STABİLİZASYON SAĞLANIR
KAPALI REDÜKSİYON-FONKSİYONEL TEDAVİ
GUNNİNG SPLİNT UYGULAMASI
IMF VİDALARI Mukoza üzerinden kemiğe vidalanırlar.
BARREL BANDAJI
BARTON BANDAJI
TEL OSTEOSENTEZİ (SERKLAJ) Trans-osseoz tel suturler kırık kemik segmentlerini bir arada tutmak için iyi bir yöntemdir. Bununla birlikte bu yöntemin arch bar gibi konvansiyonel yöntemlerle ya da IMF vidalarıyla beraber kullanılması gerekir. Mandibula fraktürlerinin trans-osseoz tellerle fiksasyonu yerini büyük oranda rijit internal fiksasyon tekniklerine bırakmıştır. Rijit fiksasyon popüler hale gelmeden önce, fraktür fragmanlarının redüksiyonunda transosseoz teller MMF ile kombine olarak kullanılmaktaydı. Mandibula fraktürlerinde trans-osseoz teller yaygın olarak 3. moları da içine alan angulus fraktürlerinde kullanılmaktadır.
TRANSOSSEOZ BAĞLAMA
LAG SCREWS (KEMİK VİDALARI)
ANTERİOR MANDİBULA KIRIKLARINDA LAG SCREW KULLANIMI Angulus kırıklarındaki prensipler geçerlidir. 40 mm uzunluğunda 2.4 – 2.7 mm kalınlığında vida kullanılır. Burada önemli olan lingual kortekste herhangi bir perforasyon oluşmamasıdır.
MANDİBULA ANGULUS KIRIKLARINDA LAG SCREW KULLANIMI Lag screw anterior mandibula kırıklarında angulus kırıklarından daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Mandibuler kanalın varlığından dolayı angulus kırıklarında lag screw kullanımı büyük bir hassasiyet gerektirmektedir. Bu tekniğin kullanımı özel bir takım enstrumanlar gerektirir. En az 2.4 ile 2.7 mm arasında ve 40 mm uzunluğunda vida kullanılması gerekir. Arch bar yerleştirilmesinin ardından fraktür alanı vestibuler insizyonla kanin bölgesine kadar açılmalıdır.
MONOKORTİKAL VE BİKORTİKAL VİDA KULLANIMI
PLAKLAMA Çene kırıklarında plak kullanımı alanları: Yetişkin hastalardaki mandibula korpus ve ramus kırıkları Mandibula korpus ve ramus kırıklarında IMF in yeterli redüksiyon sağlamadığı durumlarda 10 yaşından büyük hastalarda mandibula kondil kırıkları Yüzün 1/3 orta bölümünün kırıkları
BOYUTLARINA GÖRE PLAK ÇEŞİTLERİ MİKRO-PLAKLAR 0.5 mm kalınlığındadır. Yüzün orta kısmının kırıkları için ideal olsalar da mandibula kırıklarında kullanılmazlar MİNİ-PLAKLAR 0.7 mm çapındadırlar. Monokortikal vidalardır. Bazı tipleri sadece kemik fiksasyonu sağlarken bazı tipleri kompresyon sağlar. GELENEKSEL PLAKLAR Mini-plaklardan daha kalındır ve daha kalın vidaları vardır. Esas amacı kırık bölgesinde güçlü aksiyel kompresyon uygulamasıdır.
KOMPRESYON PLAKLARI
DİNAMİK SIKIŞTIRMA PLAKLARI
ramped hole design (yukarı doğru çıkan delik dizaynı)
MİNİ PLAK FİKSASYONU (SEMİ-RİJİT FİKSASYON) Mini plak fiksasyonu mandibula fraktür onarımında ideal osteosentez gerçekleşmesi için Champy’s line (Champy’nin hatları) prensibine uymalıdır.
KORPUS KIRIKLARINDA FİKSASYON ŞEKLİ
KORPUS KIRIKLARINDA ALTERNATİF 2. PLAK KULLANIMI
SÜPERİOR BORDER İÇİN MONOKORTİKAL VİDA PLAK SİSTEMİ
İNFERİOR BORDER BİKORTİKAL VİDA PLAK SİSTEMİ
REKONSTRÜKSİYON PLAKLARI Rekonstrüksiyon plakları devamlı kırıklarda, defektli kırıklarda, enfekte olmuş kırıklarda uygulanan bir tekniktir
Mandibula rekonstrüksiyonunda asıl önemli olan faktörler mandibula devamlılığının sağlanmasının yanısıra osseoz alveolar tabanın oluşturulması, yumuşak doku defektlerinin kapatılması ve kozmetik açıdan iyi sonuçlar elde etmektir
REKONSTRÜKSİYON PLAKLARININ FORSEPSLE UYUMLANMASI VE YERLEŞTİRİLMESİ
ATROFİK MANDİBULADA REKONSTRÜKSİYON PLAĞI UYGULAMASI
REZORBE OLABİLEN PLAK SİSTEMLERİ
%82 POLİLAKTİK ASİT VE %18 POLİGLİKOLİK ASİTTEN OLUŞAN 25 MM UZUNLUĞUNDA 5 MM GENİŞLİĞİNDE 1.5 MM KALINLIĞINDA REZORBE OLABİLEN PLAK
REZORBE OLABİLEN PLAK VE VİDA SETİ
MANDİBULA KIRIKLARININ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Mandibula fraktürünün medikal tedavisi hasta stabilize olur olmaz başlamalıdır. Mandibula fraktürlerinde kırık tedavisine başlamana zamanı hakkında görüş ayrılıkları mevcuttur. Enfeksiyon riskini ve komplikasyon gelişimini engellemek için ilk 12 saatte tedavi edilmesi gerektiği savunulmakla birlikte, yakın zamanda yapılan bir çalışmada tedavinin 72 saat içinde veya 72 saatten sonra yapılması arasında komplikasyon gelişimi açısından bir farklılık bulunmadığı gösterilmiştir. TEDAVİ ZAMANLAMASI
Güncel yaklaşımda, çoklu travma hastasında mandibula kırığı tedavisi, ağız hijyeni, intravenöz antibiyotik ve sıvı desteği ile hastanın genel durumu elverene kadar ertelenebilmektedir. Ancak mandibula kırığının hasta için son derece ağrılı bir durum olduğu ve tedavide gecikmenin yara yerinde yumuşak doku ödemi ve fibrin doku birikimini arttırdığı, dolayısıyla redüksiyonun güçleştiği unutulmamalıdır. TEDAVİ ZAMANLAMASI
Maksillofasiyal çoklu kırıkların tedavi prensibinde içeriden dışarıya ve aşağıdan yukarıya doğru tedavi sırası uygulanmalıdır. Bu çerçevede, çoklu kırık olduğunda önce alt, sonra üst çene kırıkları tedavi edilmeli, eğer ekstraoral yaklaşım uygulanacaksa, bundan önce de ağız içi tedaviler tamamlanmalıdır.
Diş hatlarından geçen bütün kırıklar açık kırık olarak kabul edilmeli ve yara yerinde mekanik temizliği takiben intravenöz geniş spektrumlu penisilin veya 1. kuşak sefalosporin grubu antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. Koopere ve bilinci açık hastada klorheksidin veya yarı yarıya sulandırılmış hidrojen peroksit içeren ağız gargaralarıyla mekanik temizlik ve antisepsi sağlanabilir. Hastanın tetanoz immnünizasyon durumu değerlendirilip gereği halinde aşı yapılmalıdır.
Mandibula kırıklarının tedavisini, kırığın lokalizasyonuna ve tipine, hastanın yaşına ve dişli-dişsiz olma durumuna göre değerlendirmek gerekir.
MANDİBULER DENTOALVEOLER TRAVMADA TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Dental Travma (Travmatik Dental Yaralanma) Travmatik dental yaralanma, diş ve çevre dokularına akut enerji aktarımı sonucu, dişte kırık ve/veya yer değiştirme ve/veya destek dokularda (dişeti, periodontal ligament-PDL- ve kemik) ayrılma veya ezilmeye neden olmaktadır. Bu yüzden travmanın patofizyolojisinde “ayrılma yaralanması” veya “ezilme yaralanması” sözkonusudur. Ayrılma yaralanması Ezilme yaralanması
Dental Yaralanmaların Sınıflandırılması Dental yaralanmalar, etiyoloji, anatomi, patoloji veya tedavi seçenekleri gibi birçok faktöre göre sınıflandırılabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün Stomatoloji ve Diş Hekimliği Hastalıklarının Uluslararası Sınıflandırma uygulamalarından uyarlanan sisteme dayanan sınıflandırma oldukça kullanışlıdır.
Dental Yaralanmaların Sınıflandırılması (Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün Stomatoloji ve Diş Hekimliği Hastalıklarının Uluslararası Sınıflandırma uygulamalarından uyarlanan sisteme dayanan, tedavi ve prognoz seçenekleri ile anatomik değerlendirmeler dikkate alınarak, oral mukoza, dişeti, destek dokular ve dişlere gelen yaralanmaları içeren sınıflandırma) Bu sınıflandırma hem süt, hem de sürekli dentisyona uygulanabilir!!!