Sıra | DOSYA ADI | Format | Bağlantı |
---|---|---|---|
01. | Çocuk Di̇ş Heki̇mli̇ği̇nde İlaç Kullanimi Ve Reçete Yazimi | ppt | Sunumu İndir |
Transkript
ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİNDE İLAÇ KULLANIMI VE REÇETE YAZIMI Prof. Dr. Nurhan ÖZALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti AD nurhan66@yahoo.com
AKILCI İLAÇ KULLANIMI Hastanın klinik gereksinimlerine karşılık gelen doğru tedaviyi, bireysel ihtiyacına uygun dozda, yeterli süre için, kendisi ve yaşadığı toplum için en düşük maliyetle almasıdır.
ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN İLAÇLAR
1- ANTİBİYOTİKLER 2- AĞRI KESİCİ VE ATEŞ DÜŞÜRÜCÜLER 3- ANTİVİRAL AJANLAR 4- ANTİHİSTAMİNİKLER
ANTİBİYOTİKLER Bakterilerin çoğalmasını engelleyen ya da bakterileri öldüren biyolojik kaynaklı ya da sentetik olarak elde edilen maddelere denir.
Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve insan sağlığı açısından çok büyük öneme sahip ilaçlardır. Kelime anlamı ile “antibiyotik” terimi, “hayata karşı” demektir.
Dental kökenli enfeksiyonların çoğu stafilokok ve streptokoklar tarafından oluşturulduğu için penisilin ilk tercih edilen antibiyotiktir. Düşük toksisitesi vardır ve ucuzdur.
A) PENİSİLİNLER Gram (+) aerob ve anaeroblara karşı aktiftirler. Bakterisidal etkilidirler.
a- Penisilin G : Depo penisilinleridir. Mide asidine dayanıklı olmadığından oral yolla kullanılmaz. (Dar spektrumlu) Dental enfeksiyonlarda tercih edilmezler. Etki Mekanizması: Duyarlı mikroorganizmaların hücre duvarı sentezini inhibe ederek bakteri ölümüne neden olur. Bakterisiddir. Kullanım Alanları: Dört haftaya kadar vücutta kaldığı için depo penisilin olarak bilinir ve bu nedenle streptokokal franjit ve romatizmal ateş tedavisinde kullanılır.Sifiliz tedavisi ve kolera profilaksisinde kullanılır.
Yan Etkiler: Diyare ve diğer gastrointestinal bozuklukları içerir. İlaç Etkileşimleri: Tetrasiklin,eritromisin ve linkomisinle beraber kullanıldığında etkisinde azalma olur.
b- Penisilin V (Fenoksimetil Penisilin): Aside dayanıklı oral alınan formdur. Özellikle stafilokoklara etkili olduklarından dental enfeksiyonlarda kullanılmazlar. (Dar spektrumlu) Etki mekanizması: Duyarlı bakterilerin, hücre duvarı sentezini inhibe ederek hücrelerin ölmesini sağlar, bakterisidir. Kontrendikasyonu: Penisilinlere ve sefalosporinlere aşırı duyarlılığı olanlar, yeni doğanlar.
c- Geniş Spektrumlu Penisilinler Ampisilin ve amoksisilin bu gruptadır. Doğal penisilinlerin yapısına bazı zincirler ekleyerek spektrum genişletilmiş ve gram negatif basillere de etkili hale getirilmiştir.
Ampisilin ( Alfasilin 25- 50 mg/kg) Etki Mekanizması: Bakteri hücre duvarı sentezini inhibe ederek hücrenin ölümüne neden olur. Kullanım şekli: Baş-boyun enfeksiyonlarında oral olarak erişkinlerde günde 4 kez 0.5-1 g, çocuklarda 25- 50 mg/kg dozda kullanılır. İlaç enfeksiyon belirtileri ortadan kalktıktan sonra 2 gün daha kullanılarak bırakılmalıdır.
O ALFASİLİN'in aç karnına alınması emilimini artırır. ALFASİLİN yemeklerden bir saat önce veya iki saat sonra alınmalıdır. O Alfasilin 6 saatte bir 25- 50 mg/kg
Kontrendikasyonları: Penisiline aşırı duyarlılığı olan hastalarda kullanılmamalıdır. Yan Etkileri: Oral uygulamalarda GİS de rahatsızlığa ve diyareye neden olduğundan çocuk hastalarda tercih edilmez.Dilde renk değişikliği, siyah kıllı dil, glossit, susama,kandidiazis, vajinit,koma, konvülsiyon, mide bulantısı, kusma,diyare, kemik iliği depresyonu, granülositopeni, glomerulonefrit, anaflaksi, ürtiker, anjiyoödem, bronkospazm.
İlaç Etkileşimleri: Heparin ve antikoagulanlarla birlikte kullanıldığında kanamada artış olur. Tetrasiklinler, eritromisin, linkomisin ve kloramfenikol ile birlikte kullanıldığında etkisinde azalma olur.
Amoksisilin (Alfoksil 20-40 mg/kg) Antibakteriyel spektrumu ampisiline çok benzer ancak oral emiliminin çok daha iyi olması ve diyareye neden olmaması ampisiline üstünlüğüdür. Aynı dozda alındığında ampisilinin iki katına eşdeğer kan konsantrasyonu sağlanır. 20-40 mg/kg, günde 3 kez verilir.
Kullanım alanları: Amoksisilin diş hekimliğinde dental-alveolar abselerin sağaltımında,endodontik enfeksiyonlarda, ileri periodontal hastalıklarda ve enfektif endokardit profilaksisinde kullanılılır. Genel tıpta ise otitis media, sinüzit, bronşit, toplum kökenli pnömoni tedavisinde kullanılır Kontrendikasyonları: Penisilinlere karşı aşırı duyarlılığı olan bireylerde kullanılmamalıdır
İlaç Etkileşimleri: Heparin ve antikoagulanlarla birlikte kullanıldığında kanamada artış olur. Tetrasiklinler, eritromisin, linkomisin ve kloramfenikol ile birlikte kullanıldığında etkisinde azalma olur
O ALFOXİL, aç veya tok karnına alınabilir. O 125/ 250 mg 100 ml süspansiyon formları O Alfoksil 8 saatte bir 20-40 mg/kg
d- Beta-laktamaz inhibitörleri eklenmiş geniş spektrumlu penisilinler: Penisilinler betalaktamaz üreten birçok bakteri üzerine etkisizdir. Bu inhibitörler penisilinleri enzimatik degradasyondan korur ve spektrumlarını genişletirler.
Ampisiline sulbaktam eklenmesi, ampisilinin etki alanını beta-laktamaz üreten Staphylococcus aerus, Haemophilus influenza, Klebsiella ve Bacteroides fragilis’i de içine alacak şekilde genişletir. Yan etkiler ampisiline aittir ancak sulbaktam da gastrointestinal rahatsızlığa neden olabilir.
DUOCID duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda endikedir. Tipik endikasyonları arasında sinüzit, otitis media, epiglottit, bakteriyel pnömoniler dahil üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları; idrar yolları enfeksiyonları ve piyelonefrit; peritonit, kolesistit, endometrit ve pelvik sellülit dahil intraabdominal enfeksiyonlar; bakteriyel septisemi; deri, yumuşak doku, kemik ve eklem enfeksiyonları ve gonokok enfeksiyonları bulunur.
30 kg. ın altındaki çocuklarda günde iki defa 25-50 mg/kg/gün uygulanır. Özgeçmişinde herhangi bir penisiline allerjik reaksiyon bulunan kişilerde DUOCID kullanılması kontrendikedir. Antikoagülanlar: Parenteral penisilinler, pıhtılaşma testleri ve trombosit agregasyonu üzerine etki edebilirler. Bu etkiler antikoagülanlar ile artabilir.
Amoksisiline klavulanik asit eklenmesi ile, S.aerus, H. influenza, Escherichia coli, Proteus, lebsiella pneumonia, Neisseria gonorrhoeae’ya karşı etki artmıştır. Amoksisilin klavulanat, odontojenik enfeksiyonlardan izole edilen 87 anaerobik ve aerobik suş üzerine etkili bulunmuştur.
AUGMENTIN O Amoksisilin, geniş spektrumlu yarısentetik, Gram-pozitif ve Gram-negatif mikroorganizmalara karşı antibakteriyel aktiviteye sahip bir antibiyotiktir. Ancak, amoksisilin beta-laktamazlar tarafından parçalanmaya duyarlı olduğundan tek başına kullanıldığında etki spektrumu beta-laktamaz üreten organizmaları içermez. Klavulanik asid, penisilinlere yapısal olarak benzer bir beta-laktam olup, penisilin ve sefalosporinlere dirençli mikroorganizmalarda sıklıkla karşılaşılan geniş yelpazedeki beta-laktamaz enzimlerini inaktive etme yeteneğine sahiptir.
O Özellikle direnç gelişiminde etkili olan plazmid aracılı beta-laktamazlara karşı iyi bir aktiviteye sahiptir. Klavulanik asidin Augmentin formülasyonlarındaki varlığı, amoksisilini beta-laktamaz enzimlerince parçalanmaktan korur ve amoksisilinin etki spekturumunu amoksisilin, penisilin ve sefalosporinlere normalde dirençli olan çok sayıda bakteriyi de içine alacak şekilde genişletir.
O Augmentin BID 25-50mg/kg O Pediatrik susp 200 mg (6yaş altı enfeksiyonlarda) O Pediatrik susp 400 mg (6yaş üstü hafif enfeksiyonlarda) O Forte susp 400mg (6 yaş üstü şiddetli enfeksiyonlarda ) 2x1 kullanılır.
B) MAKROLİDLER Toksisiteleri düşük, klinik etkileri yüksektir. Penisilin alerjisi olanlarda güvenle kullanılır. Çoğu enfeksiyonda direnç gelişmeyen antibiyotik grubudur. Antibakteriyel spektrumları Penisilin G’ ye ek beta- laktamaz içeren bakterileri de kapsar.
Eritromisin Klaritromisin Azitromisin Linkozamidler - Linkomisin - Klindamisin
ERİTROMİSİN O Dental enf. sebep olan M.O’lar spektrumu içindedir O Son zamanlara kadar penisilinin alternatifi olan bu ilaç bu özelliğini klindamisin ve klaritromisine bırakmak üzeredir. Fakat fiyatı bunlardan uygundur O Bakteriostatik olması, GİS yan etkileri ve hızlı direnç gelişmesi önemli dezavantajlarıdır O Makrolidler karaciğerden safra yoluyla atılırlar O Yiyeceklerle alınımı emilimini etkilemez O Karaciğer yetmezliğinde doz ayarlaması gereklidir
ERİTROMİSİN O Erythrocin Süspansiyon 100mg/5ml O (30-50 mg/kg x4)
KLARİTROMİSİN Aside dayanıklı, oral biyoyararlanımı yüksek bir türevdir. Etki gücü diğer türevlere göre 2-4 kat daha yüksektir.Penisiline alerjik bireylerde tercih edilen en etkili ajandır. O 15 mg/kg/gün Günde iki defa O Klacid süspansiyon 125/ 250 mg
Azitromisin Anaeroblara karşı çok etkilidirler. Gastrointestinal sistem problemleri yoktur. O Zitromax süspansiyon200 mg/ 5 ml O 3 gün süreyle 10 mg/kg O Zitromax Süspansiyon yiyecekler ile birlikte alınabilir
Linkozamidler Klindamisin ve Linkomisin Klindamisin ve linkomisin belirli enfeksiyonların tedavisinde ideal olmalarını sağlayan değerli karakteristiklere sahiptirler. Klindamisin daha etkilidir ve hem oral hem parenteral yoldan uygulanabilir. Terapötik kullanım: Klindamisin veya intramuskuler linkomisin kemik enfeksiyonlarında ve penisilin ve eritromisinin etkili olmadığı Bacteroides türleri gibi anaerobik mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda endikedir
O Süspansiyon formu bulunmamaktadır. O Sellülit ve endokarditte endikedir. O Çocuklarda I.M. Yolla 10 mg/kg
C) SEFALOSPORİNLER Bulunuşlarından, antibiyotik tedavisine giriş sırasına göre 3 kuşakta toplanırlar: 1. Kuşak (Sefaleksin 4x 25-50 mg/kg) 2. Kuşak (Sefuroksim aksetil 2x 30- 40 mg/kg) 3. Kuşak (Seftriakson 1x20-80 mg/kg) Bakterisidaldir ve düşük toksisiteleri vardır. Spektrumları penisilinden geniştir ve daha pahalıdır. Penisiline allerjik olan bireylerde, % 5-10 çapraz allerji nedeniyle sefalosporin kullanılmamalıdır.
1. Kuşak O Penisilinlere hiçbir üstünlükleri yoktur. O Yüksek maliyetleri dolayısıyla kullanımları sınırlıdır
2. Kuşak - Şiddetli enfeksiyonlarda yaygın olarak kullanılırlar - Penisilinlerden daha geniş spektrumlu ve Beta- laktamaza dayanıklıdırlar - Kemiğe penetrasyonları iyidir - Cerrahi profilaksi amacıyla kullanılmamalıdır - Diş hekimliğinde çok fazla kullanım yerleri yoktur - Daha ziyade sinüzit, max-fasial kırıklarda ve loj abselerinde kullanımı endikedir.
3- 4. Kuşak O Diş hekimliğinde kullanımlarını gerektirecek bir endikasyonları yoktur O Ağır hastane enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidirler
D) TETRASİKLİNLER Geniş spektrumlu antibiyotiklerdir. Diş hekimliğinde daimi kesici dişlerin dental travmalarında ve avülsiyon olgularında (??) tercih edilir. Dişeti oluğu sıvısında serumdan 2-4 kat fazla konsantrasyona ulaşır. Tetrasiklin 10-15 mg/kg Doksisiklin 4.4 mg/kg başlangıçta 2 sonra 1 doz
Tetrasiklin Renklenmesi O Tetrasiklin yeni gelişmekte olan diş ve kemiklerdeki kalsiyuma şelasyon suretiyle kolayca bağlanır ve bu dokularda toplanır. O 8 yaş altı çocuklarda dişlerde renklenme riski nedeniyle zorunlu olmadıkça tercih edilmemelidir. O Bu mümkün değilse klortetrasiklin ve oksitetrasiklin gibi dişleri daha az boyayan türleri kullanılmalıdır. O Ca, Mg ve sütlü ürünler absorbsiyonunu inhibe eder.
ELİMİNASYON Karaciğerde Olanlar - Linkozamidler - Eritromisin - Kloramfenikol - Metronidazol - Rifampin Böbreklerde Olanlar - Penisilinler - Sefalosporinler - Aminoglikozidler* - Tetrasiklinler* - Sülfanamidler* *(Böbrek hastalarında kontrendike)
Çocuk Diş Hekimliğinde Antibiyotik Endikasyonları
Antibiyotik Kullanım Endikasyonları O Dişten kaynaklanan akut fasiyal şişlik ve selülit: Tedavi ya da çekim yapılmadan önce,enfeksiyonun yayılmasını önlemek için antibiyotik verilir (IV). O Trismuslu akut perikoronitis O Yüzde derin enfeksiyonlar O Osteomiyelitis O Ağızdaki derin ve iyileşmeyen yaralar O Düşük savunma mekanizması O Orafasiyal ve dentoalveoler travma O Proflaktik amaçlı
Dental orjinli akut fasial şişlik Tedavi ya da çekim yapılmadan önce, enfeksiyonun yayılmasını önlemek için antibiyotik verilir. İntravenöz antibiyotik tedavisi endikedir.
Pulpitis, Apikal Periodontitis, Sinüs Yolu Drenajı, Lokalize İntraoral Şişlik Eğer çocuk pulpitisin akut semptomlarını gösteriyorsa, antibiyotik tedavisi endike değildir. Pulpotomi, pulpektomi veya çekim tedavilerinden hangisi uygunsa uygulanır.Bu durumlarda çocuk enfeksiyonun sistemik bulgularını göstermeyecektir.
Akut apseli süt dişlerinde temel cerrahi prensip; yumuşak doku apsesinin insizyonu, pulpa odasının açılması veya dişin çekilmesi ile drenajın sağlanmasıdır. Ancak çeşitli nedenlerle her zaman uygun bir drenaj sağlanamayabilir. Şişliğin belirli bir insizyon noktası olmadan yaygın olması, lokal anestezi elde edilememesi ve hastanın sistemik toksisite belirtileri göstermesi durumlarında; ilgili bölgeye yapılan dental veya cerrahi işlem ile birlikte antibiyotik kullanımı olabilir.
Antibiyotiğin Gerekli Olmadığı Durumlar O Kronik iyi lokalize olmuş abse O Minör vestibuler abse O Lokalize osteitis O Kök kanal sterilizasyonu O Hafif perikoronitis vakaları O Pulpitis ya da travmaya bağlı ağrı O Rutin diş çekimleri veya ankilozlu diş çekimindeki küçük cerrahi işlemler
Diş Enfeksiyonuna Bağlı Sellülit Odontojenik fasiyal selilit, hastalıklı ya da nekrotik dişlerden köken alan bir enfeksiyonun ilerlemesiyle oluşur. Olay kemikte, yumuşak dokuda ya da her ikisinde gelişebilir. Selülit akuttur. Hastanın ağrısı vardır.Selülit ilerledikçe şişlik artar, ağrı şiddetlenir, yüksek ateş vardır, enfeksiyon oldukça ciddidir.
SELÜLİT Çocuklarda fasiyal selülit varlığında dehidrate olabilirler, hava yolu obstrüksiyonu gelişebilir. Klinik bulgulara bağlı olarak antibiyotik baskısı altında diş veya dişlerin çekimi ya da tedavileri yapılır. İntravenöz antibiyotik tedavisi gerekebilir.
Ağız yaraları Dış kaynaklı bakterilerle ağız boşluğunun ya da dişlerin kontamine olduğu düşünülürse antibiyotik kullanılmalıdır. Bu durumda; İlaca hemen başlanmalıdır. İlaç alımında en etkili yol seçilmelidir (oral, intravenöz, intramuskuler). İlacın klinik etkinliği kontrol edilmelidir. Enfeksiyon, başlangıçta seçilen ilaca cevap vermezse enfekte alandan kültür alınıp duyarlılık testi yapılmalıdır.
Yumuşak doku yaralanmaları, komplike kron fraktürü, travma sonrası dişin ciddi boyutta yer değiştirmesi ve avülsiyon, yaygın gingivektomi operasyonları, şiddetli ülserasyonlar antibiyotik kullanılabilecek durumlardandır.
Profilaksi Amaçlı Ağız bölgesinde yapılan ve kanamaya yol açan her türlü işlem geçici bir BAKTERİYEMİye neden olur ve bu durum endokardit gelişme riski olan hastalarda tehlikeli olabilir.
Endokardit, bakteriler ve funguslarca oluşabileceğinden “bakteriyel endokardit” terimi yerine “enfektif endokardit” denilmektedir.
Kalbin endokardının mikroorganizmalar ile invazyonu olarak tanımlanmaktadır. Dental işlemlerden sonra gelişen bakteriyel endokardit sıklıkla ALFA-HEMOLİTİK STREPTOKOKLARca oluşmaktadır. Bu nedenle proflaksi direkt olarak bu organizmalara yönelik olarak planlanmalıdır. ENFEKTİF ENDOKARDİT
O Enfektif endokardit proflaksisinde en son rehber Amerikan Kalp Derneği tarafından 2007 yılında oluşturulmuştur. Bazı hastalarda uygun antibiyotik proflaksisi almalarına rağmen enfektif endokardit gelişmesi, proflaksinin bazı durumlarda etkili olmadığını göstermektedir. Enfektif endokardit proflaksisi için yapılan önerilerin yeterli kanıtlara dayanmaması nedeniyle zamanla proflaksiyi daraltma yönünde eğilim ortaya çıkmıştır.
Endokardit Profilaksisi Önerilen Durumlar Yüksek risk grubu Prostetik kalp kapağı veya kalp kapak onarımı için kullanılan prostetik materyal taşıyanlar Önceden geçirilmiş enfektif endokardit Konjenital kalp hastalığı Onarılmamış siyanotik konjenital kalp hastalığı Cerrahi olarak veya kateter ile yerleştirilmiş prostetik materyalle tam olarak onarılmış konjenital kalp defekti (işlemden sonraki ilk 6 ay süresince) Protez yerinde veya bitişiğinde kalıcı defektli onarılmış konjenital kalp hastalığı Kardiyak valvulopati gelişen kalp transplantasyon alıcısı
Kalça ve diz eklem protezi taşıyanlar 4. Derece Böbrek hastalığı Organ Nakli olmuş hastalar Radyoterapi görmüş hastalar Tip I ve kontrolsüz diyabet hastaları Nötropeni Kemoterapi ve radyoterapi hastaları Otoimmün hastalıklar Orak hücre anemisi Kronik steroid kullananlar Bifosfanat terapi alanlar Down Sendromlu çocuklarda konjenital kalp defektleri varsa
Endokardit Profilaksisi Önerilen İşlemler - Diş çekimleri - Periodontal işlemler,cerrahi küretaj - Avülse dişlerin replantasyonu - Endodontik tedaviler - Antibiyotik fiberler ve striplerin subgingival uygulanması - Ortodontik bantların ilk yerleştirilmesi (Braketler değil) - İntraligamenter lokal anestezi enjeksiyonu - Kanama riskli implant ve dişlerin profilaktik temizliği
Dişeti ve dişin periapikal bölgesini içeren müdahaleler ve oral mukozanın perforasyonu ile sonuçlanabilecek işlemler AHA 2007 kılavuzuna göre EE profilaksinin yapılmasının uygun olduğu dental işlemler olarak tanımlanmıştır.
Endokardit Profilaksisi Önerilmeyen İşlemler -Restoratif uygulamalar -Lokal anestezi uygulaması - Dental radyografların alınması -Rubber-dam yerleştirilmesi -Süturların alınması -Hareketli protez ve ortodontik apareylerin yerleştirilmesi -Oral ölçü alınması -Florid tedavisi -Süt dişlerinin doğal olarak düşmesi
Durum Antibiyotik Önerilen rejim* Standart genel profilaksi Amoksisilin Erişkinlerde: 2g; çocuklarda: 50 mg/kg PO, girişimden 1 saat önce Oral alamayan veya gastrointestinal emilim problemi olanlar Ampisilin Erişkinlerde: 2g; cocuklarda: 50 mg/kg IM veya IV, işlemden önceki 30 dk içinde Penisilin alerjisi Klindamisin Erişkinlerde: 600 mg; çocuklarda: 20 mg/kg PO, girişimden 1 saat önce veya Sefaleksin Erişkinlerde: 2g; cocuklarda: 50 mg/kg PO, girişimden 1 saat önce Azitromisin ya da klaritromisin Erişkinlerde: 500 mg; çocuklarda: 15mg/kg, IV, girişimden önceki 30 dk içinde Penisilin alerjisi veya oral alamayanlar Klindamisin Erişkinlerde: 600 mg; çocuklarda: 20 mg/kg IV, girişimden önceki 30 dk içinde veya Sefazolin Erişkinlerde: 1 g; çocuklarda: 50 mg/kg, IM veya IV girişimden önceki 30 dk içinde Amerikan Kardiyoloji Derneği 2007 güncellemesi
Profilaksi gereken hastalarda dental işlemler; Profilaksiyle yapılan dental işlemler arasına en az 10 gün olacak şekilde zaman koymalıyız. Çünkü tek dozla uygulanan profilaksilerde 10-24 saatte ilaca dirençli mikroorganizmalar oluşmakta ve hemen sonraki profilaksi uygulamasında bunlar antibiyotiğe direnç göstermektedir. Ancak 10 gün içerisinde bu dirençli mikroorganizmalar oral floradan uzaklaşır ve proflaksi başarılı olur.
Serum amoksisilin düzeyinin uzun süre oral streptokokların minimum inhibitör konsantrasyon değerlerinin üzerinde kalması ve amoksisilinin bu suşlar üzerindeki serum inhibitör aktivitesinin 6- 14 saat devam etmesi nedeniyle, girişim sonrasında ikinci bir doz verilmesi önerilmemektedir . Çocuk dozu hiçbir şekilde yetişkin dozunu geçmemelidir.
Başka bir nedenle antibiyotik kullanmakta olan hastalarda işlem öncesi başka sınıf bir antibiyotik ile korunmaya alınmalı ( penisilin alıyorsa klindamisin gibi) veya olasılık varsa antibiyotik tedavisinin tamamlanmasından sonra en az 10 güne kadar dental işlemin geciktirilmesi duyarlı oral floranın yeniden oluşmasına zaman tanıyacaktır.
Proflaksi gerekli olan bir hastada işlem öncesi antibiyotik yanlışlıkla uygulanmadıysa ya da proflaksiye gerek olmayan bir işlem sırasında beklenmeyen bir kanama olursa işlem sonrası 2 saate kadar aynı doz uygulanabilir. Ancak bu uygulama sadece hasta işlem öncesi antibiyotik dozunu almadıysa düşünülmelidir. Ayrıca antibiyotik kullanımın yerini almayacaksa da ağız gargaralarının kullanımı bakteriyemi insidansını önemli derecede düşürecektir.
Antibiyotik ve Plasentadan Geçiş
Penisilin ve sefalosporin grubu antibiyotikler gebelik ve süt verme döneminde güvenle kullanılabilir. Penisilin alerjisi durumunda ise makrolidler (eritromisin, klindamisin, azitromisin) önerilir. Tetrasiklinler zorunlu olmadıkça KULLANILMAMALIDIR.
Süt veren annelerde asetaminofen güvenilir olarak kabul edilmektedir.Özellikle gebeliğin 3. trimestırında ve süt verme döneminde aspirinden kaçınılmalıdır.
Çocuklarda önemli bir durum yoksa prensip olarak oral antibiyotik tercih edilmelidir. Doz ayarlaması mg/kg/gün olarak hesaplanmalıdır. Genellikle 2. günden itibaren iyileşme görülür. İyileşme olmazsa beta laktamaz üreten mikroorganizmalar üremiş olabileceğinden penislin yerine betlaktamaz inhibitörlü bir antibiyotik verilmelidir.
Okula gidecek çocuklarda tek veya iki dozda verilecek ilaçlar avantaj sağlar. Bazı antibiyotiklerin aç karnına bazılarının tok karnına etkinliği ve biyoyararlanımı daha iyidir.
REÇETE YAZMA KURALLARI Reçete hekimin hastasına kullanmasını tavsiye ettiği ilaçlar için, eczacıya yazmış olduğu yazıdır. - Reçete okunaklı olmalıdır, - Hekimin kendi el yazısıyla olmalıdır ve kurşun kalemle yazılmamalıdır. - Mutlaka hekimin imzası, tarih, hekime ve hastaya ait bilgiler bulunmalı ve mutlaka ilaçların yazımı bittiğinde altı çizilerek kapatılmalıdır.
Superspriksiyon; reçetenin başlangıcı ; Latince “recipe” (al) sözcüğünün kısaltması olan R veya Rp ile başlar. Inspriksiyon; İlaç isimlerinin yazıldığı bölümdür Subspriksiyon, Farmasötik şekil ve miktarın belirlendiği bölümdür; D ile başlar (Dispense: Miktar). Instrüksiyon; İlacın alınış şekli ve miktarını belirler; S ile başlar (Sig: İşaretle, etiketle)
Oral yoldan uygulanacak sıvı farmasötik şekil halindeki pek çoğunun ambalajı içine özel plastik kaşıklar konulmuştur. Bunlar genellikle 5 ml’liktir; bazılarının içlerinde yarım kaşıklık (2.5 ml’lik) hacmi belirleyen bir hiza çizgisi bulunur.
Reçeteye yazılacak ilaçlar bittiğinde mutlaka altı çizilerek kapatılmalıdır.
5 yaşında 25 kg.lık çocuk hasta akut periapikal apse nedeniyle yüzde şişlik, ağrı
25 kg. Alfoxil (250 mg/5ml) 20-40 mg/kg/gün 25X30=750 mg 8 saatte bir S=3x1 Calpol 120 mg/5ml 4x1
Antibiyotiklerin Gereksiz veya Hatalı Kullanımlarının Olası Sonuçları 1) Bakteriyel direnç gelişimi 2) Toksisite 3) Hipersensitivite 4) İlaç etkileşimleri 5) Ekonomik boyut
Çocuklarda Antibiyotik Kullanımı Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Özellikler • Dental orijinli enfeksiyonların çoğunda ilk seçenek penisilin • Penisilin alerjisi varsa eritromisin • Toksisitesi en az olan ilaç tercih edilmelidir. • Bakterisidal antibiyotikler bakteriostatik olanlara tercih edilmelidir. • 8 yaşın altındaki çocuklarda dişlerde renklenme riski nedeniyle tetrasiklinler tercih edilmemelidir.
Dental enfeksiyonların tedavisinde 5-7 günlük bir süre yeterli olmaktadır. Küçük çocuklarda yaş, vücut ağırlığı veya vücut yüzey alanı ilacın etkinliğinde değişiklik yaratabileceği için doz ayarlaması dikkatle yapılmalıdır. Antibiyotiklerin çoğu renal yolla atıldığından böbrek hastalığı olan çocuklarda doz dikkatle ayarlanmalıdır.
İlaçların kendi milimetrik ölçekleri kullanılmalıdır
Çocuklardaki ateş, kusma ve diareye bağlı olarak sıvı kaybı ilacın kandaki konsantrasyonunun artmasına neden olabilir.
Çocuklarda tercih edilen şurup formları en az % 75 şeker içerir, yatmadan önce alındığında çürük gelişimi açısından risklidir. Çocuklarda oral süspansiyonlar tercih edilmelidir. Ağrılı IM ve IV uygulamalardan kaçınılmalıdır. Gerekli durumlarda antibiyotikler, antibiyogram sonucuna göre seçilmelidir.
Antibiyotik Rezistansı O Antibiyotiklerin yanlış kullanımına bağlı artan rezistans seviyesi çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. O Antibiyotiklerin kullanımı ile ilgili tüm hekimler gibi diş hekimleri de sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. O AKSİ TAKDİRDE BU MUCİZEVİ İLAÇLARDAN FAYDALANAMADIĞIMIZ BİR ÇAĞA GİRMEMİZ KAÇINILMAZDIR.
Analjezik Grubu İlaçlar AĞRI:Doku zedelenmesine bağlı olarak gelişen, kişiye ve koşullara göre değişik olarak algılanan bir duyumdur. ATEŞ:Vücut sıcaklığının normal değerlerinin üzerine çıkmasıdır. Rektal Bölgeden : 38°C Oral Bölgeden : 37.5°C Aksiller Bölgeden : 37°C
1-Asetil Salisilik Asit O Analjezik O Antipiretik O Antienflamatuar Narkotik Olmayan Analjezikler
Önerilen doz : 10-15 mg/kg 4x1 Total doz : 60-80 mg/kg/gün
Viral enfeksiyonlar nedeniyle aspirin ve diğer salisilat içeren ağrı kesici- ateş düşürücü alan çocuklarda ve gençlerde Reye Sendromu riski yüksektir (19 yaş). Reye Sendromu; hızlı gelişen ensefalopati ve karaciğerde yağ infiltrasyonu nedeniyle dejenerasyon görülen bulaşıcı olmayan bir hastalıktır.
19 yaşından küçük olan çocuklara grip veya ateşli başka bir virüs enfeksiyonu geçirdiklerinde kesinlikle aspirin verilmemelidir. Bu çocuklarda kullanılacak ağrı kesici-ateş düşürücü ilaç, parasetamol etken maddeli olmalıdır.
The U.S. Surgeon General, the Food and Drug Administration, the Centers for Disease Control and Prevention, and the American Academy of Pediatrics the National Reye's Syndrome Foundation, and WHO recommend that aspirin and combination products containing aspirin not be given to children under 19 years of age during episodes of fever-causing or viral illnesses.
Erken dönemde tanınıp uygun şekilde tedavi edilmediği zaman, ölüm ihtimali çok yüksek olan bir hastalıktır. İstatistiklere göre, geç tanı konanların yüzde 90’ı kaybedilirken, erken tanı ve doğru tedavi alan hastaların yüzde 90’ı hastalığı atlatabilirler. Reye Sendromu’ndan iyileşen çocukların bazıları tamamen düzelir, ama bazılarında zeka geriliği gibi birtakım nörolojik ve psikolojik belirtiler kalabilir. Viral enfeksiyon geçiren ve aspirin de kullanılmış olan bir çocukta, ateş olmaksızın şiddetli kusma ile beraber karaciğer enzimleri yükselmesi varsa ‘Reye Sendromu’ düşünülmelidir.
2- Asetaminofen (Parasetamol) OAnaljezik OAntipiretik
Asetaminofen (Parasetamol) Çocuklarda en sık kullanılan analjeziktir. Analjezik ve antipiretik etkileri vardır. Çok az da olsa antienflamatuar etkisi vardır. Gİ sisteme zarar vermez. O Önerilen doz 3-4x 125-500 mg (6-12 yaş çocuklarda) 3-4x125 mg (0-6 yaş çocuklarda)
1-6 yaşa kadar: 5-10 ml (1-2 Ölçek; 120-240 mg parasetamol) 3 av-1 yaşa kadar: 2.5-5 ml (yarım-1 ölçek) (60- 120 mg parasetamol). 3 avın altındaki bebekler: 2. aydan sonra aşı sonrası ateş görülen bebeklere 2.5 ml (yarım ölçek)'lik bir doz uygundur. İki ayın altındaki bebeklerde kullanılmamalıdır. Bu dozlar, her doz arasında 4 saat veya daha uzun aralık bırakılarak günde 4 kez tekrarlanabilir. 6 vaşın üzerindeki çocuklar ve tablet yutmada güçlük çeken yetişkinler için \CALPOL 6 Plus süspansiyon” önerilir. Günde 10-15 mg/kg bölünmüş dozlar halinde en fazla 60mg/kg kullanılır.
3- Non-Steroid Antienflamatuar Analjezikler OAnaljezik OAntienflamatuar Ibuprofenlerin; analjezik, antipiretik ve antienflamatuar etkileri vardır. Etki sürelerinin uzun olması nedeniyle çocuk diş hekimliğinde post operatif ağrı kontrolünde kullanılacak en iyi ilaç grubudur. Ülser, GIS inflamatuar hastalıklar, astım, kanama problemi olanlar, ciddi böbrek hastalıkları, antihipertansif kullananlarda kontrendikedir.
Non-Steroid Antienflamatuar Analjezikler Çocuklar O İBUFEN’in olağan günlük dozu bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 20-30 mg/kg’dır. Bu dozlar, şurup aşağıdaki gibi verilerek sağlanabilir: O 6 ay-1yaş :Günde üç defa 2.5ml(yarım ölçek- çocuğunuzun 7kg’dan ağır olması koşulu ile) O 1-2 yaş : Günde üç-dört defa 2.5 ml (yarım ölçek) O 3-7 yaş : Günde üç-dört defa 5 ml (bir ölçek) O 8-12 yaş : Günde üç-dört defa 10 ml (iki ölçek)
ANTİVİRAL AJANLAR Çocuklarda en sık enfeksiyona neden olan virusler: - Herpes Simplex - Varisella Zoster - Sitomegalovirus - İnfluenza A ve B
Herpes Simplex Virüs Enfeksiyonları HSV enfeksiyonları deri ve mukozada veziküllerle kendini gösteren ve sık karşılaşılan hastalıklardır.
A) Sistemik (Primer: Akut Primer Herpetik Gingivostomatit)
OAteş düşürmek için antipiretik ajanlar verilir. OKlinik tablo dikkate alınarak antibiyotik tedavisi proflaktik olarak uygulanır. OOral hijyen yumuşak fırçalarla sağlanır. OKlorheksidin gargara verilir OAyrıca dehidratasyon tedavisi uygulanabilir.
B) Lokalize (Sekonder: Herpes Labialis)
TEDAVİ OHSV tedavisinde en önemli faktör zamandır. OSemptomların görülmeye başlamasından 48 saat geçtikten sonra ilaç kullanmak fayda sağlamaz. OGünde 5 defa %5’ lik lokal asiklovir uygulaması faydalıdır.
Antibiyotikler, viral enfeksiyonlarda sık olarak reçete edilmektedir. ABD’ de yakın dönemde yapılan bir araştırmaya göre reçetelenen ilaçların %89’unu antibiyotikler oluşturmaktadır. Bu durum, dirençli bakteri suşlarının ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Viral enfeksiyonların kemoterapötik olarak tedavisi zordur. Bunun sebebi konak hücreye major zararlar vermeden farmakolojik olarak tedavi edilebilen viral enfeksiyonların sayısı sınırlıdır. Bu amaç için Asiklovir, Valsiklovir ve Famsiklovir kullanılır.
Topikal asiklovir tekrarlayan herpes enfeksiyonlarında faydalıdır ancak prodromal fazda erken dönemde kullanılması gerekir. Topikal antiviral olarak yeni yaklaşım Pensiklovirdir. Bu ajan tekrarlayan herpes lezyonlarının ağrısını azaltırken, lezyonların iyileşme sürelerinde kısalma sağlamaktadır
ANTİHİSTAMİNİKLER OVücuttaki dokuların çoğunda mastosit adı verilen hücrelerin içinde bulunan ve salgılandığında bazı etkileri olan kimyasal maddelere histamin denir.
Çocukta Dişlenme Sorunları
Dişlenme Sorunlarının Tedavisi
AKILCI İLAÇ KULLANIMI O Reçete yazarken etkinliği ve güvenliği kontrollü klinik çalışmalarla kanıtlanmış ilaçlar seçilmeli, O İlacın maliyet/ yarar ilişkisi değerlendirilmeli, O Hastanın problemleri tanımlanmalı, O Tedavi amaçları belirlenmeli, O Hastaya gerekli bilgiler verilmeli, uyarılar yapılmalı, O Tedavi süreci mutlaka izlenmelidir.
Dünya Sağlık Örgütü İyi Reçete Yazma RehberiOEtkinlik OGüvenlik OUygunluk OMaliyet
Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü, antibiyotiklere karşı direnç kazanımının halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ve bilinçli antibiyotik kullanımının yaygınlaştırılmasını kitlelere tanıtmak üzere her sene 18 Kasım günü düzenlenen bir sivil sağlık girişimidir. Son alınan verilere göre Avrupa Ülkeleri çapında antibiyotiklere dirençli bakterilerin sebep olduğu sağlık sorunlarında artış gösterdiği tespit edilmiş ve bu durumun halk sağlığını üzerindeki asal tehditlerden biri olduğu saptanmıştır.
Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü 2010 Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü’nün gündemi, akılcı antibiyotik kullanımını teşvik eden eğitici görsellerin oluşturulması ve dağıtılması yoluyla, hastanelerde gereksiz antibiyotik kullanımının azaltılmasını ve bu durumun ülke çapında yaygınlaştırılması olarak saptanmıştır.
Reçete Yazımında Kullanılan Kısaltmalar O amp > ampul O bid > bis in die=günde iki kez O cap > kapsül O po > per os= ağızdan O tab > Tablet O h > saat O drj > draje O sol > solüsyon O süsp > süspansiyon O pom > pomad