Sıra | DOSYA ADI | Format | Bağlantı |
---|---|---|---|
01. | Uzaydaki̇ Buz Daği Enseladus | ppt | Sunumu İndir |
Transkript
Satürn Güneş sisteminin güneşten uzaklık sırasına göre 6. gezegenidir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma tarım tanrısı Saturnus'tan alır. Arapça kökenli Zühal adı Türkçe'de giderek daha az kullanılmaktadır. Sekendiz olarak da bilinir. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.Enceladus’u anlatmaya baslamadan once Saturn hakkındaki bilgilerimizi kısaca güncelleyelim
Satürn'ün ilk bakışta dikkati çeken belirleyici özelliği halka sistemidir. Satürn‘ün halkaları, gökyüzünün basit teleskoplarla izlenmeye başlandığı 17. yüzyıldan bu yana Satürn'ü diğer gezegenlerden ayırdeden eşsiz bir yapı olarak bilinegelmiştir. Halkalar, ekvator düzleminde gezegenin merkezinden uzaklıkta 67.000 km. ile 480.000 km. arasında kalan alanı kaplamaktadır.. Halkaların kalınlığı ise sadece 100 metre kadardır. Satürn halkaları çoğunluğunun çapı 1 cm. ile 10 m. arasında değiştiği düşünülen büyük sayıda buz parçacıklarından oluşmuştur.
Halkaların yoğunluğunun gezegen merkezinden uzaklığa göre büyük değişimler gösterdiği, bazı alanlarda boşluklar bulunduğu bilinmektedir. Bunların Satürn uydularının çekim etkileri ile ilişkisi gösterilmiş, hatta yörüngesi halkaların içinde bulunan ve çoban uydular olarak adlandırılan küçük uyduların halkaların bilinen yapısının korunmasındaki rolleri aydınlatılmıştır.
SATURN VE HALKALARI
SATURN VE HALKALARI
Satürn ve sisteminin araştırılması amacıyla 1997 yılında fırlatılan Cassini-Huygens uzay aracı, gezegenlerin çekim gücünden yararlanarak yolculuğun hızlandırılabilmesi için Venüs (2 kez), Yer ve Jüpiter yakın geçişlerini gerçekleştirdikten sonra, 1 Temmuz 2004'te Satürn çevresinde yörüngeye girdi. ENCELADUS’un niteliklerine gecmeden once son olarak Cassini-Huygens programını inceliyelim.
İki ayrı uzay sondasından oluşan araçtan, Huygens iniş aracı ayrılarak 14 Ocak 2005'te Satürn'ün en büyük uydusu Titan üzerine iniş yaptı. Cassini yörünge aracı ise Satürn çevresinde değişen yörüngeler izleyerek gezegen ve çeşitli uyduları ile ilgili gözlemlerine başladı.
Cassini yolculugunun şu ana kadar getirilerini şöyle sıralıyabiliriz :•Satürn'ün kendi etrafında dönüş hızı ile ilgili olarak 1997 yılında Fransız gözlemcilerin saptadığı ve daha önceki bilgilerle çelişen veriler doğrulandı ve gezegenin radyo kaynağının dönüş periyodu 10 saat 45 dakika 45 saniye olarak belirlendi. •Araç, yörünge giriş manevrasından önce Satürn halka düzlemini kuzeyden güneye doğru geçti. F ve G halkaları arasındaki boşluktan yapılan bu geçiş, boşluk olarak kabul edilen bölgedeki parçacıkların miktarı konusunda bilgi verdi. •Phoebe, Titan, Japetus, ve Enceladus yakın geçişleri gerçekleştirilerek uyduların yüksek çözünürlüklü görüntüleri elde edildi ve bilimsel gözlemler gerçekleştirildi. •Huygens sondası, Titan yüzeyine iniş sırasında uydunun atmosferi ve yüzeyi hakkında veriler topladı ve görüntüler elde etti. •Satürn'ün 4 yeni uydusu keşfedildi. •Programın 2008 yılına dek sürdürülmesi planlanmaktadır.
Keşfeden:William HerschelKeşif Tarihi:28 Ağustos 1789Atmosfer İçeriği: 91% Su buharı,4% Nitrojen,3.2% Karbondioksit,1.7% Methan
1789 yılında keşfedilen Enceladus, çapı 500 km olan ve puskurttugu buzul kütleleriyle olusumuna katkıda bulunduğu gezegenin kalın E halkasının içinde bulunan bir uydudur. Yüzey yapısı nedeniyle üzerine düşen güneş ışığının tamamını yansııtır bu özelliği sayesinde Güneş sisteminin en parlak kutlesidir. Yaklaşık 1.37 günde bir gezegenin çevresinde dolanan Enceladus tam bir küre şeklinde değildir.
Enceladus yuzeyi paralel setler yerine karısık kulvarlardan oluşur ,bu kulvarlar kabaca yan yana dizilmiş bir takım olarak görülebilirYumusak duzlukler die adlandırılan bolgeler,kreterli alanlara ve düzlüklere nazaran daha az kabartma ve kratere sahiptir,bu uydunun genc bir yuzeyi oldugunu gösterir.yuksek cozunurluklu resimler yumusak duzluk bolgelrinden biri olan Sarandib Planitia sayesinde yuzeyin yasını tahmin etmemize yardım eder (170 milyon-3.7 milyar yıl).
Cassiniden 17 temmuz 2007 tarihinde cekilen fotogaflar, farklı, tektonik olarak deforme olmus ve Enceladus’un güney kutubunu cevreleyen bir bolge ortaya cıkardı.Tektonik kıvrımlar ve tepelerle kaplı olan bu bölge , 60 derece kuzeye kadar uzanır.Aynı zamanda bu bolgedeki kucuk çaplı kraterler Enceladus’un ve diger buzul uyduların en genc yuzeyini olusturmaktadır .Kraterlerin yapısı yuzeyin 10 -100 milyon yıldan daha genc oldugunu gösterir
GÖRSEL BİR ŞÖLEN BUZ YANARDAĞLARI Enseladusun yuzeyindeki çatlaklardan sıcak su ve buz parçacıkları fışkırır.Dunyamızdaki yanardağ püskürmelerini anımsatan bu olayı açıklamak icin iki genel teori üretilmiştir.İlk ve daha az kabul gören varsayıma göre püskürmeler, Enceladus`un milyarlarca yıl önce oluşumundan hemen sonra içindeki radyoaktif bozulmadan kaynaklanan çekirdek tedirginliğinin yuzeye yakın buz kutlelerine uyguladığı etkiden kaynaklanır
İkinci ve kabul goren acıklama ise Enceladus'a yakın iki büyük uydu olan Tethys ve dione'nin bu küçük uyduya uyguladığı tedirginlik etkileri sonucu ortaya çıkan ısı, tamamen donmuş olan uydunun iç yapısındaki buzları erittiğini ve buharlaşan gazın basıncı ile sıcak suyun gayzerler vasıtasıyla yüzeye püskürdüğünü ve hemen o anda yüzeyin soğuk olmasından dolayı donduğunu ileri sürer
Buzdan oluşmuş su yanardağları aklımıza yeterince ilginc gelebilirken sonucu dahada ilginctir.İçeriden püsküren buhar ve sıcak su yüzeye çıktığında buz parçaları olarak uyduyu terkeder (Cassini uzay aracı tarafından kanıtlandı). Bu buz parçaları E-halkasının temel yapı taşlarını oluşturur. Bu halka içinde dolaşan diğer uydular, yani Tethys, Mimas, Dione ve Rhea halkalardaki bu buz parçalarını yakalayarak yüzey şekillerinin daha parlak gözükmesini sağlar. Bu sayede güneş ışığını yansıtma oranları normale göre daha fazla olur.
Enceladus hemen hemen sadece su buharından oluşmuş ince de olsa bir atmosfere sahiptir. Bu ise donmuş yüzeyin hemen altında sıvı suyun bulunduğunun bir göstergesidir. Bu atmosferde yine gayzerler dolayısıyla içerden yüzeye çıkan su buharı ile meydana gelmektedir. Cassini üzerindeki optik ve kırmızıötesi tayfçekerin yaptığı gözlemler yüzey ve atmosferin %99.9'unun sudan oluştuğunu gösterdi. geri kalan elementler ise karbon ve azottu.
Bazı bilim adamlarına göre yaşamın temel taşını oluşturan tüm kimyasallar Enceladus'da bulunmaktadır. Yaşamın oluşması için bu uydu, Jüpiter'in Europa uydusundan çok daha elverişli olduğu anlaşılmıştır. Bu konuda geliştirilen bir başka teoriye gore de Enceladus 4.5 milyar yıl önce alüminyum ve demir radyoaktif izotopları içeren kaya ve buz karışımı olarak oluştu. Birkaç milyon yıl sonraki dönemde, iki radyoaktif elementin hızlı şekilde bozulması merkezdeki kayalık çekirdeğin mantodaki buz örtüsüne yaklaşmasıyla sonuçlanan bir sıcak patlamasına yol açtı. Zamanla çekirdekteki bozulmadan geriye kalanlar da Enceladus`un içinde eridi. Bilim adamlarının bu teorisi doğrulanırsa Enceladus`ta ilkel de olsa bir yaşam için gerekli olan kalıcı bir sıcaklık kaynağı, organik materyal ve sıvı suyun bulunduğu olasılığı artacak.